Perşembe, Mart 28, 2024
Ana SayfaÖzel DosyalarLozan AnlaşmasıLozan Anlaşması Hakkında

Lozan Anlaşması Hakkında

Bu İçeriğimizin Başlıkları

- Advertisement -

Lozan Barışı sekiz aylık çetin ve uzun bir müzakere devresinden sonra, Lozan Üniversitesi’nin tören salonunda imzalanmıştır. Lozan’da imzalanan belgeler, esas Barış Antlaşması, 16 adet sözleşme, protokol, beyanname ile bir de nihai senetten ibarettir. Lozan’da imzalanan bu belgelerle sadece bir barış düzenlenmemiş, aynı zamanda Türkiye ile Batı devletlerinin siyasi, hukuki ve sosyal ilişkileri yeni baştan düzenlenmiştir. Bir deyime göre Lozan, bir bakım Doğu ile Batı’nın hesaplaşmasıdır.

Lozan Barış Antlaşması önsözünde, devletlerin istiklal ve hakimiyetine hürmet edilmesi prensibine yer verilmiştir. Bu prensip yeni Türkiye’nin I. Dünya Savaşı galipleri ile eşit şartlar altında, Lozan’da siyasi bir mücadeleye giriştiğini gösteren bir hükümdür. Türk istiklal ve hakimiyetinin tanınması bakımından da önem arz eder.

Esas Barış Antlaşması bir önsöz ve 5 bölümden oluşan 143 maddedir.

Lozan Barış Antlaşması’nda düzenlenen önemli konular aşağıda özetle belirtilmiştir:

1. Sınırlar
a. Güney Sınırı

20 Ekim 1921, Ankara İtilafnamesi gereğince Fransa ile anlaşılarak güney sınırı kararlaştırılmış, Lozan’da bu sınır sadece teyid edilmiştir.

b. Irak Sınırı
Lozan Barış Antlaşması’nda Irak sınırı uyuşmazlığı çözülememiştir. Antlaşma’da, Türk topraklarının tahliyesinden itibaren bu uyuşmazlığın dokuz ay zarfında dostane bir şekilde halledileceği beyan olunuyordu.

c. Batı Sınırlarımız
Yunanlılarla batı sınırı, Misak-ı Milli’ye uygun, Mudanya Mütarekesi’nde öngörüldüğü gibi Meriç nehri sınır olmak üzere düzenlenmiştir. Karaağaç ve havalisi de Yunanlılardan alınarak savaş tamiratı karşılığı gereği Türkiye’ye bırakılmıştır. Ege Denizi’nde Bozcaada ve İmroz Türkiye’ye bırakılmıştır. Ayrıca Yunanlıların elinde bırakılan Anadolu kıyısına yakın adalar da, askersiz hale getirilmiştir.

2. Azınlıklar
Birinci Dünya Savaşı’na son veren barış antlaşmalarında azınlıkların himayesine ait hükümler mevcuttur. Lozan Barış Antlaşması’nın bu hususla ilgili hükümleri tetkik olduğunda, azınlıklar bir imtiyaza mazhar olmamışlardır. Türk teb’asından sayılan gayri müslimlerin kanun ve hukuk düzeni önünde eşitliği söz konusu olmuştur.

Lozan Barış Antlaşması’nın 42. maddesi ile gayri müslim azınlıklar yararına olarak kabul edilen şahsi haklar ile aile hakları, Medeni Kanunumuzun yürürlüğe girmesi ile önem ve anlamını yitirmiştir. Böylece Patrikhanelerin dünya işlerinde ve azınlıkların şahsi muamelelerinde hiçbir yetkileri kalmamıştır.

3. Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar, adli, mali ve idari sahada ecnebilere tanınan imtiyaz ve muafiyetlerdir. Barış Antlaşması’nın 28. maddesiyle bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış ve yeni Türkiye, asırlardan beri çekilen bir beladan da sonsuza dek kurtulmuştur.

4. Harp Tazminatı
I. Dünya Savaşı’nın galipleri, bizden I. Dünya Savaşı sebebiyle tamirat talep etmişler, ayrıca buna ek olarak işgal masrafı, kendi teb’alarının zarar ve ziyanlarını da buna eklemişlerdir. Savaş içinde Almanya’dan borç karşılığı ve rehin bulunan beş milyon altın ve savaş yıllarında İngiltere’ye sipariş edilen donanma bedeli de kendi ellerinde bulunduğundan bizlere verilmemiş ve tazminat karşılığı tutulmuştur.

I. Dünya Savaşı’na giren mağlup devletlere esaslı mali bir yük olan bu beladan, geleceğe bir borç bırakılmada, sadece fiilen elimizde bulunmayan meblağ karşılık gösterilerek, büyük bir başarı ile işin içinden sıyrılınmıştır.

Türkiye, Yunanistan’ın harbin devamından ve bunun neticelerinden doğan mali vaziyetini nazarı dikkate alarak tazminat hususunda her türlü taleplerinden Karaağaç ve havalisinin Türkiye’ye bırakılması şartı ile vazgeçiyordu.

5. Borçlar Sorunu
1845’den itibaren I. Dünya Savaşı sonuna kadar devam eden Osmanlı amme borçları, I. Dünya Savaşı’nda yapılan istikrazlar da dahil, büyük bir yekün teşkil ediyordu.

Sene tertipleri üzerinden borcun taksimi yerine, sermaye üzerinden borcun taksimi ile esas borç toplamı bir hayli azaltılmıştır. Diğer taraftan bu borçlar Ormanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletlere de gelirle orantılı olarak bölünmüştür. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a olan borçları bu devletlerle de yapılan antlaşmalarla I. Dünya Savaşı’nın galiplerine devredilmiştir.

Osmanlı amme borçlarının diğer çetin bir safhası da tediye edeceğimiz borçların hangi para ile ödenmesi hususunda kendini göstermiştir. Karşı taraf bunu altın veya sterlin olarak talep etmiştir. Biz Türk parası ve Fransız frangı olarak ödemeyi teklif ettik. Aradaki farkın muazzam meblağlara varmasına rağmen, burada da görüşümüz kabul edilmiştir.

6. Boğazlar
Lozan’da imza olunan en önemli belgelerden biri de, Türk boğazlarının statüsü ile ilgili Sözleşme’dir. Boğazla sorunu Lozan’da Barış Antlaşmasında madde 23’te genel olarak yer almış, Barış Antlaşması’na ek Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile ayrıca ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Boğazlardan serbest geçişi, Boğazlar Komisyonu’nun kurulmasını, Boğazların ve civarının askersiz hale getirilmesini hedef tutan ve Milletler Cemiyeti’nin de garantisini sağlayan hükümleri ihtiva eden bu Sözleşme, 1936’da Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiş, milli hakimiyeti sınırlayıcı hükümler kaldırılmış, milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmiştir.

7. Nüfus Değişimi
Lozan’da çözümlenen bir diğer önemli sorun da, İstanbul’da yaşayan Rumlarla Batı Trakya’da yaşayan Türkler hariç, Türkiye’deki bütün Rumlarla, Yunanistan’daki bütün Türklerin değiştirileceğini öngören sözleşmenin, Barış Antlaşması’na ek olarak imzalanmış olmasıdır.

Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın sağladığı, Türk milletinin hayati hakları ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir. Lozan aynı zamanda, Orta Doğu’nun en önemli bir bölgesinde devamlı bir barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına da hizmet etmiştir.

Türkiye Lozan’da genel olarak, Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmiştir. İsmet Paşa, antlaşmayı Büyük Millet Meclisi’ne sunarken söylediği nutukta Lozan’dan getirdiği Türkiye’yi şöyle tarif etmiştir: “Mütecanis, yeknesak (birlik ve bütünlük içinde) bir vatan; bunun dahilinde (içinde) harice (dışa) karşı gayri tabii kuyuttan (olağanüstü sınırlamalardan) ve hükümet içinde hükümet ifade eden imtiyazattan (ayrıcalıklardan) müberra (aklanmış) bir vaziyet; gayri tabii (olağanüstü) mükellefatı maliyeden (mali yükümlülüklerden) azade (kurtulmuş) bir hal, hakk-ı müdafaası mutlak, menabii mebzul (kaynakları bol) ve serbest bir vatan. Bu vatanın adı Türkiye’dir. O Türkiye’yi bu muahedenameler (antlaşmalar) ifade ve tavzih etmektedir.”

Kaynak

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir

Siteden...

İlgili İçerikler