Cuma, Mart 29, 2024
Ana SayfaHukuk HavuzuBorçlar HukukuBorçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin kuralları icra kefaletine de uygulanmalıdır

Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin kuralları icra kefaletine de uygulanmalıdır

Bu İçeriğimizin Başlıkları

- Advertisement -

Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin kuralları icra kefaletine de uygulanmalıdır. Bu kurallara uyulmadan yapılmış olan icra kefaleti geçerli değildir.

Y. 8. HD  E.2013/14327 K 2013/12865 T. 23.9.2013

Şikayetçi icra kefili İcra Mahkemesine başvurusunda; 18.03.2013 tarihli haciz sırasında yapılan icra kefaleti işleminin; kendi el yazısı ile kefil olunan miktarın ve tarihinin yazılı olmaması, eşin rızasının alınmaması nedenleriyle geçerli olmadığını, kefalet işleminin ve buna bağlı olarak düzenlenen icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, icra kefaletinin İİK’nin 38. maddesinde düzenlendiği, Borçlar Kanunu’nun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenen kefalet sözleşmesi şekil şartlarının burda uygulanmayacağı ve icra kefaletinde eşin rızasının aranmayacağı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İİK’nin 38. maddesinde, icra dairesindeki kefaletlerin ilamların icrası hakkında hükümlere tabi olduğu belirtilmiş, kefaletin şekli hakkında ise,özel bir düzenleme hükümlerine tabi olduğu belirtilmiş, kefaletin şekli hakkında ise, özel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu nedenle genel yasa olan 27386 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki kefalete ilişkin, 581 ve takip eden madde hükümlerinin icra kefaletlerinde de uygulanması gerekmektedir.

Anılan Yasa’nın kefalet aktinin şekil şartlarını düzenleyen 583. maddesinde; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, yine 584. maddesinde; eşlerden birinin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının mecburi olduğu belirtilmiştir.

Somut olayda, borçlu şirket hakkındaki takip kesinleştikten sonra 18.03.2013 tarihli haciz sırasında, üçüncü kişi E… Y..’in “dosya borcu olan 93.454,71 TL’ye icra kefili olduğu” hususunu içeren haciz zabtı İcra Müdürünün elyazısı ile düzenlenmiş olup, Yasa’nın aradığı koşullara uygun değildir.

Bu durumda Mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde şikayetin değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ

Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nin 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceği- ne, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir

Siteden...

İlgili İçerikler