Yeniçeri Ocağının Kaldırılması

15 ve 16. Yüzyıl’larda Osmanlı’nın başında dirayetli padişahlar olduğu için bir kaç istisnai olay dışında yeniçerilerle ilgili herhangi bir sorun yaşanmamış ve 1.Murat zamanında konmuş olan mutlak itaat usulü sayesinde disiplin bozulmamıştı. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman’a kadar padişahların ordularının başında bulunmaları ve en ufak yolsuzluklarına bile göz yummamaları yeniçeri ocağının devrin en modern, düzenli ordusu olarak devam etmesini sağlamıştır. Bu döneme kadar büyük yararlıklar gösteren Yeniçeri ocağının çözülmeye başlaması 16.yy sonlarında ,3.Murat döneminde başlar.

15 ve 16. Yüzyıl’larda Osmanlı’nın başında dirayetli padişahlar olduğu için bir kaç istisnai olay dışında yeniçerilerle ilgili herhangi bir sorun yaşanmamış ve 1.Murat zamanında konmuş olan mutlak itaat usulü sayesinde disiplin bozulmamıştı. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman’a kadar padişahların ordularının başında bulunmaları ve en ufak yolsuzluklarına bile göz yummamaları yeniçeri ocağının devrin en modern, düzenli ordusu olarak devam etmesini sağlamıştır. Bu döneme kadar büyük yararlıklar gösteren Yeniçeri ocağının çözülmeye başlaması 16.yy sonlarında ,3.Murat döneminde başlar.

Yavuz Sultan Selim’in istisnai olarak sadece bir yeniçeri için vermiş olduğu evlenme müsaadesi, sonraki yıllarda suistimal edilerek yeniçerilerin evlenmesine olanak sağlar hale gelmiştir. 17. yüzyılın başlarında artık yeniçeriler arasında evlilerin sayısının arttığı, kışlalarında yatmak yerine evlerinde yattıkları, evlenen ve çocuk sahibi olan yeniçerilerin sadece ulufe ile geçinememesinden dolayı askerlik dışı işlerle uğraştıkları ticaret ve esnaflık yapmaya başladıkları sık görülmektedir.

Aslında Kanuni döneminde ,Anadolu’da ve İmparatorluğun diğer bölgelerindeki önemli şehirlerde kurulmaya başlanan yeniçeri garnizonları da sonradan disiplinin kaybolmasına neden olan unsurlardan biri olmuştur.

Aslında ocaktaki bu çürümeyi 1618 yılında tahta çıkan 2.Osman görmüş ve çareler aramaya başlamıştı.14 yaşında padişah olduğu için Genç Osman olarak da adlandırılan Zeki, iyi tahsil görmüş ve devletin ıslahına ilişkin gerçekleştirmeyi düşündüğü hedefleriyle tanınmış genç padişah, reformlara bozulmaya yüz tutan “Kapıkulu Ocakları”ndan başlamak istemişti. Yeniçerilerin Lehistan seferindeki gayretsizliğini gören, Genç Osman ,Yeniçeri ocağını kaldırarak düzenli bir ordu kurmak için Halep, Şam ve Mısır Beylerbeylerine emirler göndererek yeni bir ordu kurmak üzere gizliden gizliye hazırlıklara girişmişti. Fakat durumu haber alan Yeniçeriler bir isyan başlatarak Padişahı tahttan indirirler ve Genç Osman 20 Mayıs 1622 yılında öldürülür. Sonrasında IV. Murad döneminde 4.Murad’ın güçlü disiplini sayesinde yeniçeri ocağı zorla bir düzene kavuşturulmuş ise de bu durum kısa sürmüştür.

II.Mahmud dönemine gelindiğinde, yapılmak istenen yeniliklere ilk karşı çıkanlar yine yeniçeriler oldu. Yeniçeriler II. Mahmud’un kendilerine alternatif olarak kurduğu talimli askerleri istemedikleri gibi, bu ocağın kurulmasına sebep olanların kellesini istiyorlardı. Artık yeniçeri ocağı zorla ortadan kaldırılmadan, askeri alanda ve diğer sahalarda bir yenilik yapılamayacağı iyice anlaşılmıştı. Bunun üzerine II.Mahmud kılıcını kuşandı, ulemadan fetva aldı ve Sancak-ı Şerifi çıkartarak halkın desteğini topladı. Saraydaki cephanelikten silahlar çıkarılarak ahaliye dağıtıldı. Ve 15 Haziran 1826 tarihinde II.Mahmud’un askerleri ve halk, isyan eden yeniçerileri kuşattı. Teslim ol çağrısına cevap gelmeyince Kışlaları topa tutuldu. tüm yeniçeriler öldürüldü. Kaçanlar yakalanarak bir kısmı idam edildi bir kısmı da Anadolu’ya sürüldü. Bu olaydan sonra Yeniçerilikle ilgili her türlü hatıranın silinmesi için çaba gösterilmiştir. Yeniçerilere ait evrak ve defterler yakılmış, kışlaları yıkılmış, hatta İstanbul’da bulunan yeniçeri mezar taşlarının hemen hemen tamamı yokedilmiştir… Vaka-yi Hayriye olarak tarihe geçen bu olay sonrasında 360 yıl Osmanlı’ya hizmet eden, ama artık devlete faydadan çok zararı dokunan bu ocak tarihe karışmış oldu…

“Bu içerik, ilk olarak 19.05.2016 tarihinde sitemizde yayımlanmıştır. İçeriğin kaynağı ve yazarı tarafımızca bilinmemektedir. İlgili hak sahiplerinin tarafımıza ulaşmaları hâlinde, gerekli kaynak gösterimi ve düzenlemeler yapılacaktır.”

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

🔗 Bu Hafta İlgi Görenler

Arabuluculuk Anlaşma Tutanağı – Cebri İcraya Elverişlilik

Arabuluculuk anlaşma belgesinde; alacağın şarta bağlanması, eda hükmü içermemesi...

Tam Yargı Davalarında Miktar Arttırımı ve Faiz Uygulaması – DİBGK Kararı

Danıştay Büyük Genel Kurulu'nın 2021/5 E - 2024/2 K...

Borçlar Hukuku Genel ve Özel – Ders Notları – Videolu Anlatım – Anadolu Üni. Açıköğretim F.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Borçlar Hukuku dersinin (hukuk akültelerindeki...

Köy Enstitüleri: Bir Cumhuriyet Aydınlanmasının Hikâyesi

Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Anadolu'nun kırsalında filizlenen bir eğitim devrimi,...

Nuremberg Duruşmaları: İnsanlık Suçlarına Karşı Açılan İlk...

İkinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri...

Hukuk ve Tarihin Diyalektiği: Geçmişi Bilmek Neden...

Hukuk, zamanın derinliklerinden süzülüp gelen bir bilgelik nehridir; tarih...

Roma Hukukunun Günümüze Yansıyan Işığı: Neden Hâlâ...

Hukuk fakültelerinde ilk yılın en şaşırtıcı derslerinden biri Roma...

Cenevre Protokolü: Kimyasal ve Biyolojik Silahların Yasaklanmasının...

Savaş tarihi, insanlık dışı silahların yıkıcı etkileriyle doludur. Özellikle I....

Demirkırat: Türkiye’nin Demokratikleşme Çilesinin Epik Belgeseli

Mehmet Ali Birand'ın Başyapıtıyla 1960-2001 Arası Türk Siyasetinin Röntgeni Türkiye'nin...

Mecelle’de İş Sözleşmesi

Genç bir hukuk dalı olan ve gelişimini sürdüren iş...

Ortaçağ’da Cadılar

Cadı avı, Avrupa’da sonraları da Amerika’da dönem dönem ortaya...

Siteden

0
Would love your thoughts, please comment.x