Deniz Gezmiş Ve Arkadaşlarının Savunmanlarının Ankara Sıkıyönetim Komutanlığının 49 Nolu Bildirisi Konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na Yaptıkları Duyuru

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na,

1.Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesine aykırı eylemde bulunmaktan ötürü Ankara 1 numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nde 1971/13 esas sayı ile açılan dava, aşağıda imzaları bulunan biz müdafiler tarafından izlenmiştir.

28.9.1971 gününde, örneği eklice sunulan 136 sayfadan ibaret savunma Mahkemeye verilmiştir. Sözü geçen mahkemece işbu dava karara bağlandıktan sonra; savunmada geçen iki cümleyle devletin manevî şahsiyetine ve duruşmada bulunan savcıya hakaret edildiği ve bu suretle Türk Ceza Kanunu’nun 159. ve 266. maddelerinin ihlal edildiği ileri sürülerek, hakkımızda Sıkıyönetim Komutanı’nın 8.10.1971 tarih ve AD. MÜŞ. 1971/3024 sayılı emriyle ve Askerî Savcılığın MUH. 1971/360 sayılı dosyasıyla kovuşturma açılmıştır.

2.Savunmadan alman ve suç niteliğinde olduğu iddia edilen cümleler aşağıdadır:

a) “Devlet, anayasal kurallar içerisinde bulunsaydı, devleti devlet olmaktan çıkarma, yani devleti soysuzlaştırma çabaları olmasaydı, bu olaylar meydana gelir miydi? Bu sorunun cevabı çok açıktır: bu çabalar olmasaydı, elbette bu olaylar da olmazdı.”

b) “Demek ki, görülen olaylar devleti soysuzlaştırma, anayasayı ilga ve ihlal etme çabaları değil; görülen olaylar devletin soysuzlaşması ve anayasayı ihlal yönündeki çabalara karşı bir tepkidir. Eğer birtakım şartlanma ve art niyetlerle peşin yargıları bir yana itersek, sayın savcının yanılgısının, sebep ve neticeyi birbirine karıştırmasında, gerçek nedenlerine inemediği için de davamız dışında kalan yüzeysel doktrin tartışmalarına girerek, bu çıkış noktasının doğal sonucu olarak ters sonuçlara varmasında ve bu yüzden da dayanıksız kalmasında olduğunu kabul etmemiz gerekir.”

3.A) Savunmanın bütününde “devleti soysuzlaştırma çabalarında bulunanların 1950-1960 döneminde iktidarda bulunan güçlerle 1965-1971 döneminde iktidarda bulunan güçler olduğu açıklanmış ve belgelendirilmiştir. Yani bu soysuzlaştırma çabalarında bulunan güçler, 27 Mayıs Devrimi tarafından ve yine 12 Mart Muhtırası’nca suçlanmış olan güçlerdir.

B) Savunmadan alınan cümlelere gelince:

a) Yukarıya alman 1. cümlede devletin soysuzlaştığı iddia ve kabul edilmemiş, ancak Demokrat Parti iktidarı ile Adalet Partisi iktidarı tarafından bu yönde çabalara girildiği ifade edilmiştir. Bu yönden “devletin manevî şahsiyetine hakaret” söz konusu olamayacağı gibi, Türk Ceza Kanunu’nun 159. maddesinde de devlete hakaret değil, hükümetin manevî şahsiyetine hakaret müeyyidelendirilmiş olması açısından da bir suç konusu olamaz.

b) Görevde memura hakaret cümlesine gelince:

“Eğer birtakım şartlanma ve art niyetlerle peşin yargıları bir yana itersek, sayın savcının yanılgısının, sebep ve neticeyi birbirine karıştırmasında…dır” cümlesindeki “şartlanma ve art niyetlerle peşin yargılar”, savcıya muzaf olmayıp genel olarak ifade edilmiştir. Kaldı ki, bunlar da cümleye göre bir yana itilmiştir. Bu yönden görevde memura hakaret de söz konusu olamaz. Öte yandan farzı muhal bu sözlerin savcıya muzaf olduğu kabul edilse bile bunların hakaret niteliğinde olmadığı ve hakaret kasdıyla ileri sürülmediği de açıktır.

c) Diğer taraftan, bu düşünceler, savunmayla ilgili olarak izleri sürülmüş olduğundan Türk Ceza Kanunu’nun 486. maddesi açısından kovuşturma konusu yapılamaz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29.5.1950 tarih, E. 177/150 sayılı içtihadı da bu düşüncemizi doğrulamaktadır.

Sözü geçen kovuşturma, “devletin manevî şahsiyetine” ve görevli memura hakaret iddiasıyla açıldığı ve bu husus soruşturma evrakında tespit edilmiş olduğu halde devlet radyosunda orduya hakaret edildiği ısrarla ilan edilmek suretiyle kamuoyuna yanlış bilgi verilmiştir.

İşte hakkımızda açılan kovuşturmanın niteliği budur.

Türkiye Barolar Birliği’nin mensupları olarak bizler, hakkımızda açılan bu kovuşturmanın niteliği konusunda Başkanlığınıza bilgi vermek ve muhtemel şüphe ve tereddütleri gidermek amacıyla bu açıklamayı yapmayı uygun bulduk.

Şimdi de başkanlığınıza SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİ, ASKERÎ CEZAEVLERİ, BASIN ve YAYIN YÖNÜNDEN KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER ve SANIKLARA UYGULANAN KANUN DIŞI İŞLEMLER hakkında bilgi vermek istiyoruz:

1.Müvekkillerimiz ilk tutuklandıkları günlerde uzun bir süre yasaya aykırı olarak ayrı ayrı hücrelere konulmuşlardır. Şimdi ise, haklarında verilen ceza henüz kesinleşmemiş, yani kendileri tutuklu statüsünde iken adeta mahkûm imişlercesine halen hücrede bulundurulmaktadırlar.

2.Sanıklardan Yusuf Aslan, ağır yaralı olarak tedavi edildiği Ankara Numune Hastanesi’nde hasta yatağında zincire vurulmuştur.

Bu iki yasa dışı işlem, örnekleri eklice sunulan telgraf ve dilekçelerden anlaşılacağı gibi Adalet Bakanı’na, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na ve Birliğinize iletilmiştir.

3.353 sayılı kanunun 91. maddesi, müdafiin tutuklu ile her zaman görüşebileceğini, iddianamenin Askerî Mahkeme’ye verilmesinden önce ve tutuklama sebebine göre sanık ile müdafi- inin görüşmesinde askerî savcı veya yardımcısının bulunabileceğini emrettiği halde, bu madde hükmü uygulanmamış, bazan iddianamenin mahkemeye verilmesinden önce sanık ile müdafii hiç görüştürülmemiş, bazan da yasaya aykırı olarak bir subay veya astsubayın nezaretinde görüştürülmüştür.
İddianamenin mahkemeye verilmesinden sonra müdafi ile müvekkilinin nezaretçi olmadan serbestçe görüşebilmesi gerekirken, dava sonuna kadar sürekli nezaret altında görüşme yaptırılmıştır. Savunmayla ilgili olarak yapılan görüşmeler dinlenmiş ve dava ile ilgili evrak ve belgeler nezaretçi tarafından kontrol edilmiş ve böylece savunmanın mahremiyeti ihlal edilmiştir.

4.Askerî Savcılıkça kendilerine fotoğraflı giriş kartı verildiği halde, cezaevlerine ve mahkeme salonlarına giren avukatların üstleri ve evrak çantaları her girişte ve titizlikle aranmıştır.

5.Yargılamalar başlamadan önce ve yargılama esnasında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından sanıklar suçlu ilan edilmiş, kamuoyunun sanıkların bir an önce cezalandırılmasını istediği ve avukatların usul hükümlerinden yararlanarak davaları uzattıkları ifade edilmiştir. Yine kuvvet komutanları tarafından verilen beyanatlarda, mahkemeleri etkileyici ve sanıkları suçlayıcı ifadeler kullanılmıştır. Ayrıca, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından hükümler kesinleşmeden “infaz işlemlerinin başlamak üzere olduğu” ifade edilerek Askerî Yargıtay’a telkin ve tavsiye mahiyetinde bir tutum izlenmiştir.

6.Devlet radyosunda iddianameler ayrıntılarıyla verildiği halde, savunmalara ya hiç yer verilmemiş veya maksadı ifade edemeyecek bir iki cümle ile yetinilmiş ve böylece tarafsızlık ihlal edilmiştir.

7.Duruşmaları izlemek isteyen dinleyicilerin duruşmada bulunmak imkânları, konulan ağır formaliteler yüzünden büyük ölçüde kısıtlanmış ve aleniyet ihlal edilmiştir.

8.Duruşma salonunda ve mahkeme binasında bazı sanıklara cop ve dipçik vurularak yaralanmışlardır.

Yukarıda açıklanan yasa dışı işlemler, uygulamalar ve yazılı savunmamızda suç unsuru bulunmadığı ve kanunen kovuşturma yapılamayacağı halde, hakkımızda soruşturma açılması gibi davranışların, aslında savunma hakkının baskı altına alınması amacına yönelik olduğu açıktır.

Bu durumda Avukatlık Kanunu’nun 76/1., 95/1., 97/6., 110/3, 11, 14., 121/14. ve 123/6. maddelerinin ışığı altında gereğinin yapılmasını takdirlerinize sunarız.

Saygılarımızla.
Avukat Halit Çelenk
Avukat Kâmil Savaş
Avukat Özden Timurkaynak
Avukat Orhan İzzet Kök
Avukat Refik Ergün
Avukat Niyazi Ağırnaslı
Avukat Sadık Akıncılar
Avukat Kemal Yücel
Avukat Mükerrem Erdoğan
Avukat Zeki Oruç Erel
Avukat Erşen Şansal

Bu Hafta İlgi Görenler

22.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1. THKO Davası 4. Duruşma (1 ve 2 Nolu Oturum) Zaptı

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: 4. 22.7.971 Duruşmanın tehir edildiği belli gün...

1. THKO Davasında Avukatların Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’ne Sundukları Soruşturmanın Genişletilmesi Talebi

ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI 1 NO.LU ASKERİ MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA Dosya No. 971/13 Özeti:...

Usuli Kazanılmış Hak ve İstisnaları – Maddi Hata Kavramı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda  usulî kazanılmış hakka ilişkin...

20.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1. THKO Davası 3. Duruşma (1 ve 2 Nolu Oturum) Zaptı

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: III. 20.7.971 Duruşmanın tehir edildiği belli gün...

22.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1....

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: 4. 22.7.971 Duruşmanın tehir edildiği belli gün...

20.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1....

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: III. 20.7.971 Duruşmanın tehir edildiği belli gün...

17.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1....

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: II. 17.7.971 ve Hak. Yzb. Baki TUĞ...

16.7.1971 Tarihli, 1.Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde Başlayan 1....

1. SIKIYÖNETİM ASKERÎ MAHKEMESİ 971/96-13 Duruşma: I. 16.7.971 ve Hak. Yzb. Baki TUĞ...

1. THKO Davasında Avukatların Ankara 1 Nolu...

ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI 1 NO.LU ASKERİ MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA Dosya No. 971/13 Özeti:...

İrfan Uçar Hakkında Avukatları Halit Çelenk Ve...

Ankara: 2.9.1971 1 NUMARALI SIKIYÖNETİM MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA ANKARA Dosya No. 971/96 evr. 971/13...

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan Ve Sinan Cemgil...

Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Yusuf Aslan tarafından kaçırılan...

İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 26 Numaralı Bildirisi

Bu dava mahkemede devam ederken, savunmalar yapılırken henüz mahkemece...

Siteden