İçerik Başlıkları
📜 SINAV METNİ 📜
Ad-Soyad: Sıra No: Numara:
MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ROMA HUKUKU SINAVI (I. ÖĞRETİM)
10.06.2019
NOT: Sınav süresi 50 dakikadır. Kurşun kalem kullanmayınız. Başarılar Dileriz…
OLAY I
Roma vatandaşı sui iuris Appius, sahip olduğu Messina’daki küçük tarım arazisini borçları nedeniyle elinden çıkarmak zorunda kalır ve yeni bir iş ile yaşam umuduyla Roma’ya göç eder. Kırsaldan gelen insanların yaşadığı mahalle olan Subura’dan bir konut bulur ve ev sahibi Decimus ile aylık 20 as karşılığında bir yıllığına anlaşır. Appius, her yağmur yağdığında akan çatıyı ev sahibi Decimus’tan tamir ettirmesini defalarca talep eder ve her seferinde olumsuz yanıt aldığı için kendisi çatıyı tamir ettirir. Appius’a misafirliğe gelen dostu Marcus’un camdan sokağa attığı çöpler, yoldan geçmekte olan Paulus’a isabet eder ve Paulus yaralanır. Ancak çöpü kimin attığı tespit edilemez. Ev sahibi Decimus, Appius’un oturmakta olduğu evi 1000 as karşılığında Cato’ya devri konusunda anlaşır ve mancipatio ile devreder. Aşırı yağışların neden olduğu sel baskını apartmanın giriş katındaki Appius’un evinde büyük tahribat meydana getirir; Appius’un evi kullanma olanağı artık kalmaz.
Appius ile Decimus arasındaki Subura’daki evin 20 as karşılığında kullanılması konusunda yaptıkları hukukî işlem, kira sözleşmesi (locatio conductio rei) olarak nitelendirilir. Bu hukukî işlemin sözleşme ayrımlarına göre özellikleri şunlardır: tam iki taraflı sözleşme, rızai sözleşme, iyiniyet sözleşmesi. Appius’un sözleşmeden doğan borcu cins ve miktar olarak belirlenmiştir; bir başka deyişle taraflarca bir çeşit / cins / tür (genus) borcu öngörülmüştür. Appius’un edim tipi ise dare (verme). Decimus’un sözleşmeden doğan asıl borcu evin kullanımını Appius’a devretme olup, edim tipi bakımından facere (yapma) olarak sınıflandırılır; çünkü teslim ile evin yalnızca detentio’su devredilir ve detentio devri yapma borcu olarak sınıflandırılır. Evin çatısını tamir ettiren Appius’un, bu iş için yapmış olduğu masraflar, zorunlu ve faydalı masraf olarak değerlendirilir. Appius bu masrafları Decimus’tan a) talep edebilir, b) talep edemez. Appius’un bu masrafları talep edebildiği varsayımda, Decimus’a karşı açacağı davaya actio conducti denir. Appius’un oturmakta olduğu evin Cato’ya devredilmesi halinde, yeni malik, Appius’u evden tahliye a) edebilir, b) edemez; çünkü Appius kira sözleşmesinden doğan şahsî ve nisbî hakkını üçüncü kişiye (yeni malike) karşı ileri süremez. Sel baskını nedeniyle ev kullanılamaz hale gelince, Appius, kalan dönemlerin bedelini Decimus’a ödemekle a) yükümlüdür, b) yükümlü değildir; zira bu sözleşmede hasar taraflardan locator’a (kiraya verene) aittir. Appius’a misafirliğe gelen dostu Marcus’un camdan sokağa attığı çöplerin isabet etmesi sonucunda yaralanan Paulus, Appius’a karşı actio de effusis vel deiectis adlı davayı açabilir. Bu sorumluluğun kaynağı haksız fiil benzeridir (quasi delictum). Appius’un ev üzerindeki egemenliği detentio (elde bulundurma) olarak adlandırılır; çünkü mal üzerinde fiilî egemenliğe sahip olmasına rağmen, şeyi başkası için elde bulundurma niyetine sahiptir. Oturmakta olduğu evi beğenip ev sahibinden satın aldığı varsayımda, Appius’un şey üzerindeki egemenliğinin niteliği değişir ve possessio (zilyetlik) haline gelir; zira artık şeye kendi mülkü imiş gibi sahip olma (animus rem sibi habendi) niyetine sahip olur. Appius bu egemenliği, kısa elden teslim (traditio brevi manu) yoluyla kazanmıştır.
OLAY II
Galya’dan Latince konuşamayan saygın bir konuğu gelecek olan Paulus, şehir pazarında satıcı Lucius’tan bir köle satın ve teslim alır. Satıcı Lucius, anlaşma sırasında kölenin hem Latince hem Galya diline hâkim olduğunu beyan eder. Paulus’un konuğu Roma’ya gelince, kölenin Galyalı olmadığı ve o dili konuşamadığı ortaya çıkar. Ayrıca Paulus, daha önce ödemiş olduğu Gellius’a geçmişten kalan 200 as tutarındaki borcunu bir kez daha öder. Gellius bir süre şehir dışında olacağı için sahip olduğu atı satmasını arkadaşı Fabius’tan ister. Bu isteği kabul eden Fabius, söz konusu atı Lepidus’a mancipatio ile devreder. Atı satan Fabius, satış bedelini Gellius’a iade etmeyi reddeder. Bu duruma çok sinirlenen Gellius, çarşıda alışveriş yaparken karşılaştığı Fabius’un kölesine herkesin içinde “borcunu ödemeyen ahlaksız bir adamın kölesi olduğunu, bu nedenle en sefil davranışları hak ettiğini” söyler.
Paulus’un satın ve teslim aldığı kölenin Galya dili bilmediğinin ortaya çıkması halinde, satış sözleşmesinin konusu olan mal bakımından maddi ayıp söz konusu olur. Bu durumda alıcı Paulus’un satıcı Lucius’a karşı sahip olduğu davalar ve alıcı tarafından yöneltilecek talepler şunlardır: 1)actio quanti minoris: ayıp oranında satış bedelinden indirim, 2)actio redhibitoria: sözleşmenin hükümlerinin geriye etkili sona ermesi (sözleşmeden dönme). Satıcı Lucius’un kölenin Galya dilini konuşamadığını bilmesine rağmen satmış olması halinde, sözleşme kurulması sırasında iradelerin oluşumundaki bozukluk hallerinden biri olan aldatma / hile (dolus) söz konusu olur. Bu durumda alıcı Paulus’un, satıcı Lucius’a karşı, mahkûmiyet halinde davalının infamis olmasına neden olan actio doli adlı dava hakkına sahip olur; bu dava bir ceza davası niteliğindedir. Satıcı Lucius satış bedelini talep etmek amacıyla actio venditi (satıcının davası) adlı dava hakkına sahiptir. Bu davada davalı ve alıcı Paulus, exceptio doli specialis (özel hile def’i) ileri sürerek borcunun ödemekten kaçınabilir. Öte yandan Paulus, kölenin dil bildiği konusunda satıcının kendisini bilerek yanılttığı gerekçesiyle, sözleşmenin sonuçlarının ortadan kalkmasına yol açan in integrum restitutio (eski hale iade) adlı hukukî imkânı kullanabilir. Paulus, Gellius’a ikinci kez ödediği parayı talep ettiği davaya condictio denir; bu borcun kaynağı sebepsiz zenginleşme olur. İade talebi, bu borç kaynağının özel türlerinden biri olan condictio indebiti (borç olmayan şeyin ifasına) dayanır. Gellius’un atının Fabius tarafından satımı konusunda, Gellius ile Fabius arasında yapılan sözleşme vekâlet (mandatum) sözleşmesidir. Lepidus’a atın 10 as karşılığında devrine yönelik anlaşmanın tarafları Lepidus ile Fabius olur; zira Roma hukukunda doğrudan temsil kurumu mevcut değildir / dolaylı temsil. Satış bedelini iade etmeyi reddeden Fabius’a karşı, Gellius’un sahip olduğu hukukî imkân actio mandatio directa olur; çünkü Fabius sözleşme gereği vekalet verenin hesabına elde ettiği şeyleri devretmek ile yükümlüdür. Klasik hukuk döneminde Fabius’un sözleşmeden doğan borca aykırılık nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için kusurun derecelerinden kastının bulunması gerekir. Klasik sonrası dönemde ise sorumluluğu omnis culpa (bütün kusularından) olur. Bu bakımdan Fabius’un sorumluluğunun ağır olduğu söylenebilir. Gellius’un çarşıda karşılaştığı Fabius’un kölesine sarf ettiği sözler nedeniyle haksız fiil / iniuria (maddi ve maenvi kişiliğe tecavüz) sorumluluğu söz konusu olur. Fabius’un kölesi bu sorumluluk hükümleri gereği Gellius’a karşı dava hakkına a) sahiptir, b) sahip değildir; çünkü kölenin dava ehliyeti yoktur Buna karşın Fabius, kölesine sarf edilen sözler nedeniyle Gellius’a karşı actio iniuriarum adlı davayı açma hakkına sahip olur. Fabius’a kölesine yönelik sözler nedeniyle böyle bir dava hakkına sahip olması, köle üzerindeki mülkiyet hakkından kaynaklanır.
📌 Kaynak: İstanbul Hukuk Fakültesi İMECE grubu
(II. Öğretim – 10.06.2019)
Bu sınav, orta-üst seviye zorluktadır. Sorular, Roma Hukuku’nun teknik kavramlarını (sözleşme türleri, ehliyet, hasarın intikali, zamanaşımı) ve pratik uygulamalarını derinlemesine sorgulamaktadır. Özellikle:
- Olay analizi gerektiren karmaşık vakalar,
- Şıklarda “a/b” seçenekleri ile öğrencinin “nedenini” açıklayabilme becerisinin ölçülmesi,
-
Latince terimlerin yoğun kullanımı (örneğin: condictio causa data causa non secuta),
sınavı zorlaştıran unsurlardır.
2. Dikkat Edilmesi Gereken Temel Konular
A) Ehliyet ve Sözleşme Geçerliliği
- Ergin küçükler (puberes minores): 14-25 yaş arası sui iuris bireylerin yaptığı işlemlerde curator onayı gerekliliği (Lex Plaetoria).
- Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasındaki farklar (örneğin: Amulius örneğinde sui iuris olma şartı).
B) Sözleşme Türleri ve Risk Dağılımı
-
Satış sözleşmesi (emptio venditio):
- Genus non perit ilkesi: Tür borçlarında mücbir sebeple (yangın) telef olan sığır için satıcı sorumlu değildir.
- Periculum emptoris: Hasarın alıcıya ait olması (sığır teslim edilmeden telef olduğunda alıcı bedeli ödemekle yükümlü).
-
Eser sözleşmesi (locatio conductio operis):
- Custodia sorumluluğu: Kolyenin çalınmasında zanaatkâr Publius‘un nezaret yükümlülüğü nedeniyle sorumlu olması.
C) İsimsiz Sözleşmeler ve Davalar
-
Do ut facies türündeki isimsiz sözleşmeler (Ovidius-Marcus örneği).
- Actio praescriptis verbis: Karşı edimin ifasını talep davası.
- Condictio causa data causa non secuta: Sebepsiz zenginleşme davası (verilen atın geri istenmesi).
D) Mülkiyet ve Zilyetlik
- Nemo plus iuris transferre potest: Malik olmayanın devir yetkisinin bulunmaması (Marcus‘un çalıntı atı devredememesi).
- Zamanaşımı (usucapio): Res habilis şartı (malik olmayandan devralınan atın zamanaşımıyla kazanılamaması).
-
Detentio vs. Possessio:
- Horatius‘un koyunları Ovidius adına muhafaza etmesi (detentio).
- Ovidius‘un koyunları hükmen teslim (constitutum possessorum) ile zilyet (possessor) olması.
E) Haksız Fiiller
- Furtum (hırsızlık): Kolyenin çalınması durumunda Publius‘un actio furti açma hakkı (nezaret menfaati nedeniyle).
- Çoklu hukuki sorunların iç içe geçmesi: Tek bir olayda ehliyet, sözleşme türü, hasarın intikali ve dava yollarının birlikte sorgulanması (örneğin: Amulius-Gaius sığır satışı).
- Kavramların soyutluğu: Genus borcu, custodia sorumluluğu, condictio gibi teknik terimlerin somut olaylara uygulanması.
- Zamanaşımı ve mülkiyet ilişkisi: Malik olmayandan devir yapılamayacağı (nemo plus iuris) ve res habilis şartının sorgulanması.
4. Başarı İçin Tavsiyeler
✔ Vaka çözüm pratiği: Olaylardaki “niyet” (animus) ve “hukuki sonuç” ilişkisini kurmak kritik.
✔ Temel ilkelerin ezberi:
-
Periculum emptoris (alıcı riski), genus non perit (tür borçlarında telef), nemo plus iuris (devir yetkisi).
✔ Latince terimler: Actio, condictio, usucapio gibi terimlerin anlamları ve hangi durumlarda kullanıldıkları.
✔ Karşılaştırmalı çalışma: - Satış vs. eser sözleşmesi risk dağılımı farkları,
- Detentio vs. possessio niyet ayrımı.
5. Sonuç
Bu sınav, Roma Hukuku’nun teorik ve pratik boyutunu ölçmektedir. Kolay görünen sorular bile (“Publius kolyenin çalınmasından sorumlu mudur?”) arka planda custodia sorumluluğu gibi teknik bir bilgiyi gerektirir. Başarı için:
- Olaya dayalı çalışma,
- Temel ilkelerin yorumlanması,
- Dava tiplerinin hangi durumlarda açılabileceğinin bilinmesi şarttır.
Kaynak Önerisi: Institutiones Gaius, Roma Borçlar Hukuku (Turgay Maral), Roma Hukuku Pratik Çalışmaları.
Not: Sınav süresinin 50 dakika olması, hızlı analiz ve doğru şıkkı işaretleme becerisini de test eder. Pratik yaparken zaman yönetimi üzerine de çalışılmalıdır.