FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ
2016/2017 GÜZ YARIYILI
“GENEL KAMU HUKUKU” DERSİ VİZE MAZERET SINAVI
Adı: Soyadı: Numara:
14.12.2016
Açıklamalar
¨Yanınızda veya sıranızda kitap, not vs. bulundurmayınız ♦Cep telefonları sınav salonu dışında tutulmalıdır ¨Kurşun kalem kullanmayınız ¨Birbirinizden kalem vb. şeyler istemeyiniz ¨Cevap kağıdında yazılar okunaklı olmalı ve yazım kurallarına uyulmalıdır; okunamayan kısımlar değerlendirme dışı bırakılacaktır ¨İstenilen sorudan başlanabilir ♦Sınav süresi 60 Dakikadır.
Başarılar Dilerim. Yrd. Doç. Dr. Aslan DELİCE
SORULAR
1- Platon Devlet adlı eserinde üç sınıflı ideal bir toplum yapısı ortaya koyar.Platon’un ideal devletinde tümel erdem olan adaletin nasıl gerçekleştiğini açıklayınız.
2-Aristoteles’e göre bir yönetim biçimi olarak demokrasiyi alt ve türlerini anlatınız.
3- İtalyan düşünür Dante Alighieri, insanlara adaleti ve özgürlüğü veren tek yönetim
biçiminin evrensel monarşi olduğunu söyledikten sonra kurulacak bu imparatorluğunRomanın mirasçısı İtalyanlara ait olması gerektiğini ileri sürer.
Dante, Roma İmparatorluğunu ya da dünyaya hâkim olacak İtalyan monarşisini nasıl meşrulaştırır?Açıklayınız.
4-Epikuros’un “toplum sözleşmesi,” “yasa/hukuk” ve “adalete” ilişkin görüşlerini yazınız.
CEVAP ANAHTARI
1- Platon işbölümü esasına göre toplumu üç sınıflı toplumsal bir yapı üzerine oturtur.
- a) Üreticiler/Çalışanlar: Hiyerarşide en alt düzeyde yer alan insanlardır. Toplumun maddi ihtiyaçlarını karşılayan çiftçi, işçi, tüccarlardan meydana gelir. Ruhlarında maddi arzular hâkimdir. Erdemleri “ölçülülüktür.”
- b) Savaşçılar/Koruyucular: Düşmanı korumak ve iç güvenliği sağlamakla görevli kişilerdir. Şan ve ün peşinde koştukları için erdemleri “yiğitliktir.”
- c) Yöneticiler:Soylulardan oluşur. Düzen ve ahlakın bekçiliğini yapan hiyerarşide en üstte yer alan insanlardır. Ruhlarındaki hâkim ilke “akıldır.” Bilgi peşinde koşan erdemi bilgelik olan filozoflardan oluşur.
Bu erdemlere sahip ideal bir devlette ölçülülük, yiğitlik ve bilgelik olmak üzere üç temel erdem vardır. İşte üç ayrı sınıfın her birinin kendine özgü işleri yapması, bunun dışına çıkmaması, ilişkilerin buna göre düzenlenmesinden dördüncü bir erdem yani ADALET ortaya çıkar. Her bir sınıfta tek bir erdem ortaya çıkarken üç erdemin gerçekleşmesiyle doğruluk ya da tümel erdemi de poliste gerçekleşir. Bu nedenle ideal devletin adaletin ta kendisidir.
2- Aristoteles’e göre oligarşi gibi demokrasi de kötü bir yönetim biçimidir. Demokrasi inanların mutlak eşit oldukları fikrine yaslanır. En iyi türü ılımlı bir mülkiyet koşulunun bulunduğu ve halkın yöneticileri sıkı biçimde denetlediği türdür.
İkinci türde mülkiyet koşuluna bakılmaksızın herkese seçilme hakkı tanınmıştır. Fakat yasaların üstünlüğü ilkesi yine vazgeçilmezdir.
Üçüncü türünde herkesin seçilme hakkı vardır ancak yurttaş olma koşulu vardır.
En aşırısı olan dördüncü türünde “egemen olan yasa değil halktır.” Halkın, yasaların denetimine girmediği kendisine yaltaklananları ödüllendirdiği, demagogların cirit attığı, aşırı demokrasi en az oligarşi kadar kötü bir rejimdir.
3-Dante, evrensel imparatorluğun Roma halkına ait olduğunu ispatlamak için Tanrısal iradeye göndermede bulunur.
“Bazı insanlar yönetmek diğer bazıları da boyun eğmek ve hizmet etmek için doğarlar. Bazıları için yönetilmek bu duruma zorla sokulsalar bile yalnızca uygun değil haklıdır da.
Romalıların ataları Aenas’tan ötürü soylu bir halk olmaları, başarılarında tanrısal mucizelerin rol oynaması, düşmanlarıyla yaptıkları düelloları hep kazanmaları ve tabii ki tarihteki tek dünya imparatorluğunu kurmaları, Romalıların tanrı tarafından seçilmiş bir halk olduğunu göstermektedir.
Yine Dante, “Roma halkı, dünyayı fethederek bütün insanlığın ortak iyiliğini sağlamayı kendine amaç edinmiştir.” Burada emperyalizmin tarih boyunca kullanacağı bir iddia ile karşılaşırız: Romalılar güç, şiddet kullandıkları zaman bile haklı bir amaç gütmelerinden dolayı imparatorluğun meşru sahibi olacaklardır.
4-Epikuros için, doğal olmayan ve bir sözleşmenin sonucu oluşan toplumsal yaşam, insanların vahşi hayvanlara ve diğer insanlara karşı güvenlik ihtiyacından doğmuştur. Kimseye zarar vermeme ve kimseden zarar görmeme ilkesine dayanır. O halde siyasal iktidar güvenlik için gereklidir ve güvenliği sağladığı sürece iyidir. Bu nedenle toplum ve devlet kendiliğinden değerli değildir. Bireylerin mutlulukları ve güvenlikleri için değerli ve önemlidir.
Sözleşme düşüncesi kapsamlı bir hukuk anlayışı barındırır. Tüm hukuk/yasa, belli bir zamanda ortaya çıkan ve kötülük görmemek için yapılmış bir sözleşmedir.
Epikuros felsefesinde adalet de yasa da doğal değildir. Karşılıklı faydaya dayalı sözleşmelere dayanır ve bu nedenle de karşılıklı fayda işleviyle tanımlanır. Soyut ve kendiliğinden bir adalet yoktur. Adalet, hak ve haksızlık kavramları ancak bir andlaşmadan sonra varolabilir. Adaletsizlik, sonuçları acı verdiği için kötüdür. Oysa ahlak felsefecileri iyi-kötü, adil-gayri adil şeylerin varlığını kabul etmişlerdir.