Mahkemece, davacı vekiline, davaya muvafakati sağlanmayan Ö. F. E.’ın muvafakatini sağlaması yahut muvafakatinin sağlanamaması halinde terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere mehil verilerek, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
T.C YARGITAY 6.Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 12421 Karar: 2014 / 13720 Karar Tarihi: 10.12.2014
Dava ve Karar: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
MK’nun 640/2.maddesine göre mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Somut olayda; davacı N. E. vekili, müvekkilinin D. A.’ün mirasçısı olduğunu, D. A.’ün vekili sıfatıyla hareket eden ve aynı zamanda D. A.’ün mirasçısı olan dava dışı Ö. F. E.’ın aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak, D. ‘ye ait 1000 dönüm araziyi, 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 15 yıllığına toplam 1000 TL bedelle baldızı olan davalıya kiraya vermiş gibi noterde kira sözleşmesi imzaladığını, vekilin vekalet yetkisini kötüye kullandığını Bu nedenle sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren geçersiz olduğunu, yapılan işlemin gerçekte 15 yıllığına bağış olduğunu belirterek Ö. F. E.’ın D. A.’e vekaleten davalı N. D. ile imzaladığı Şanlıurfa 4. Noterliğinin 32271 Y.N 29.11.2010 tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dosyaya sunulan mirasçılık belgesine göre D. A.’ün mirasçılarının Davacı N. E. ve Ö. F. E. olup dava sadece N. E. tarafından mirasçı sıfatıyla açılmıştır. Diğer mirasçı Ö. F. E. davada davalı sıfatıyla yer almadığı gibi, davacı tarafından açılan davaya ilişkin muvafakati de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı tarafından açılan davada taraf teşkili sağlandığı söylenemez.
Mahkemece, davacı vekiline, davaya muvafakati sağlanmayan Ö. F. E.’ın muvafakatini sağlaması yahut muvafakatinin sağlanamaması halinde terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere mehil verilerek, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.