Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve diğer arkadaşları önce Ankara’ya getirilmişler ve daha sonra güvenlik mülahazası ile Kayseri Cezaevi’ne götürülmüşlerdir. Bu cezaevinde tutuklular ayrı ayrı hücrelere kapatılmışlardır.
Aşağıdaki dilekçeler yasaya ve Cezaevleri Yönetmeliği’ne aykırı olan bu işlemin kaldırılması için tutuklu avukatları tarafından yapılan başvuruları göstermektedir.
3.4.1971
Ankara C. Savcılığı’na
Müvekkilimiz Deniz Gezmiş hakkında muhtelif suçlardan ötürü soruşturma açılmış ve sanık tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi’ne gönderilmiştir.
Deniz Gezmiş ile ve Cezaevi müdürlüğü ile yaptığımız görüşmede müvekkilimizin ve aynı suçlardan sanık Hüseyin İnan ve Kor Koçalak’ın Merkez Cezaevi’nde tedbir gerekçesi ile ayrı ayrı birer hücreye konulduklarını, hiç kimse ile görüştürülmedikleri gibi birbirleri ile de görüştürülmediklerini, hücrenin arkasında bulunan bahçeye ve öndeki koridora çıkarılmadıklarını öğrenmiş bulunuyoruz.
Müvekkilimiz hükümlü olmayıp tutukludur. Her ne kadar Ceza Yargılama Usulü Kanununun 116. maddesinde tevkif edilen kimsenin mümkün olduğu kadar mahkûmlardan ayrı bir yere ve ayrı bir odaya konulacağına dair bir hüküm bulunmakta ise de, bu hüküm, tutuklunun lehine olarak ve suçlularla bir arada kalmasının ahlakî durumunda olumsuz etkilerin doğmasına engel olmak ve onu kötü etkilerden korumak amacı ile kabul edilmiştir. Maddenin gerekçesi de bunu doğrulamaktadır. Nitekim bu gerekçede şöyle denilmektedir:
“Suçlulara karşı müracaat edilen bir emniyet vasıtası demek olan tevkifin tenfizinde de bu mahiyeti nazarı dikkate alarak zecrî muamelâttan tefriki iktiza eder. Bu itibarladır ki, suçluların mahkûmiyeti hapishanede infaz edildiği halde, mevkuflar aleyhinde müracaat olunan ihtiyati tedbirler bu müessesattan ayrı ve tamamen müstakil bir binada tatbik edilir. Bu suretle selâmeti tahkikatın iftikar eylediği muamelâtı evveliye ile mahkûmiyetin neticesi olan tenfiz muhaberat arasında bulunması lâzımgelen farklar temin olunduktan başka, henüz faaliyetleri taayyün etmemiş olanların mücrimlerle bir arada bulunmak suretiyle sari ve mütemadi bir tereddiye maruz kalmalarından tevellüd edebilecek mahzurlardan da tevakki edilmiş olur. Bu ayırma sebeplerine tamamii ittibaı temin için komisyon, lâyihada tevkif edilen kimselerin mahkûmlardan ayrı bir yere ve mümkün olduğu kadar herbirinin müstakil bir odaya konmasını tasrih etmekle beraber, tevkiften gözetilen gayeyi ve tevkifhanenin intizamını muhil olmamak şartiyle siyaneti ve istirahat ve iştigalâtını servet ve vaziyetine göre tanzimdeki serbestiyi de kabul eylemiştir.”
Öte yandan sanık, 18.3.1971 gününde, yani tarihten 15 gün önce tutuklanmış olup o günden beri yukarıda açıklanan şekilde ve tek başına bir hücrede bulundurulmakta ve cezaevinin inzibatını ihlal edici bir davranışı da meydana gelmemiş bulunmaktadır.
Açıklanan bu duruma göre müvekkilimiz hakkında uygulanmakta olan tedbirin kanuni ve fiili bir dayanağı görülmemektedir.
Bu nedenlerle sanık müvekkilimiz Deniz Gezmiş hakkında- ki bu tedbirlerin kaldırılmasını, kalmakta olduğu hücre arkasında bulunan bahçeye ve önünde bulunan koridora serbestçe çıkmasına ve diğer ayni olay sanıkları Hüseyin İnan ve Kor Koçalak’la görüşebilmesine müsaade edilmesini ve okumak üzere kendisine gönderilmiş ve gönderilecek olan kitap ve dergilerin kendisine verilmesini saygılarımızla ve bilvekâle dileriz.
3 Nisan 1971
Sanık Vekilleri
Avukat Avukat
Şakir Keçeli Halit Çelenk