Simsarlık sözleşmelerinden doğan davalarda, taraflardan en az birinin tüketici olması halinde görevli mahkeme, tüketici mahkemeleridir.
YARGITAY ÜÇÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2020/8172 – Karar : 2021/2772 – Tarih : 16.03.2021
Davacı emlak komisyoncusu ile taşınmaz satıcısı dava dışı kişi ve davalı kooperatif adına başkan Yılmaz Salık arasında imzalanan gayrimenkul alım satım ve komisyon sözleşmesi gereğince tarafların sözleşmeye konu taşınmazın kat karşılığı alım satımı konusunda anlaştıklarını, davalı alıcının gayrimenkulün rayiç bedeli üzerinden %3 komisyon ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak bu bedeli ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmede imzası bulunan kooperatif başkanının tek başına kooperatifi borçlandırma yetkisi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı istinaf yoluna başvurmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi ‘nce, dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, … 7. Tüketici Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih, 2016/629 esas, 2017/635 karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan ücretin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince reddedilen dava hakkında Bölge Adliye Mahkemesince de “…Davacı sözleşmenin tek imzalı olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarına aykır olduğunu ileri sürmekte ise de, davacının yaptığı takip sözleşmeden uzun süre sonrasında olup davalı takibe itirazında ve davaya cevabında sözleşmenin geçersizliğini ileri sürme hakkına sahiptir. Takip ve davayala karşılaştığında eldeki bu def’iyi ileri sürmüştür. Ayrıca sözleşmede davacıya ödenecek miktar da belli değildir. Simsarlık sözleşmeleri yazılı yapılması zorunlu olup, ödenecek ücretin de sözleşmede gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak hak iddia edilemeyeceği” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Davalı konut yapı kooperatifi olup tüketici vasfı yoktur. Keza davacı emlak komisyoncusu ise de, kooperatif tüketici olmadığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Simsarlık sözleşmesi ilişkilerinin tüketici yasası kapsamına alınması taraflardan birinin tüketici olmadığı davanın tüketici mahkemesinde görülmesi sonucunu doğurmaz. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece her aşamada nazara alınması gerekir ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Bu durumda mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın tüketici mahkemesinde görülmek suretiyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 26/06/2019 gün 2018/1471 Esas 2019/1324 Karar sayılı kararının kaldırılarak … 7. Tüketici Mahkemesinin 2016/629 Esas 2017/635 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.050,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 16/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.