Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde düzenlenen “Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi” müessesesi, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna özgü olarak düzenlenmiştir.
İçerik Başlıkları
- KANUN METNİ
- YARGITAY KARARLARI
- T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas: 2024/265 – Karar: 2025/8596 – Tarih: 23.09.2025
- T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas: 2024/718 – Karar: 2025/8603 – Tarih: 23.09.2025
- T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas : 2024/724 – Karar : 2025/8606 – Tarih : 23.09.2025
- Bu İçerik ile İlgili Diğer İçeriklerimiz
KANUN METNİ
Madde 191 – (Değişik madde: 18.06.2014 – 6545 S.K/Madde 68)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek 3. cümle: 28.03.2023 – 7445 S.K/Madde 18) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.
(3) (Değişik fıkra: 28.03.2023 – 7445 S.K/Madde 18) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
halinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma,
suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(10) (Ek fıkra: 27.03.2015 – 6638 S.K/Madde 12) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
YARGITAY KARARLARI
T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas: 2024/265 – Karar: 2025/8596 – Tarih: 23.09.2025
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : …SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR: Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararına yönelik itirazın “reddi”
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile, hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükme yönelik “yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” dair İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/817 Karar sayılı ek kararına Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmesi üzerine, “itirazın reddine” kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı CMK’nın 309/1. maddesi uyarınca, 07.12.2023 tarihli ve 2023/8788 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.12.2023 tarihli ve KYB – 2023/131727 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.12.2023 tarihli ve KYB – 2023/131727 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
” 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 2. fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan soruşturmalarda beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, 4. fıkrasında erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması gereken durumlar sayılarak, maddenin 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” hükmüne yer verildiği,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, “…soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” hükmünün yer aldığı,
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 14.11.2020 tarihli uyuşturucu madde kullanmak suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturma sonunda, daha önce erteleme kararı verildiğinden bu defa kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi uyarınca 01.01.2021 tarihli iddianameyle doğrudan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli kararıyla sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün kanun yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği anlaşılmakta ise de;
10.2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2014 tarihli ve 2014/92249 soruşturma, 2014/2080 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararı müteakip, şüphelinin denetim tedbirlerine uygun davranmadığından bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine açılan kamu davasının yargılaması sonunda mahkumiyetine dair İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2015 tarihli ve 2015/584 esas, 2015/503 sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07.07.2020 tarihli ve 2019/6119 esas, 2020/2942 sayılı ilâmı ile usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmayan kamu davasının açılmasının ertelenmesi dair kararın kesinleşmemesi nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrası İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/435 esasına kaydedildiği, anılan Mahkemenin 03.11.2021 tarihli 2020/453 esas, 2021/882 sayılı kararı ile kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle durma kararı verildiği, bu durumda artık sanık hakkında önceki suçu nedeniyle verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının geçerliliği ortadan kalkmış olduğundan, 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği ve sonraki eylemin tek başına dava konusu yapılmayıp her iki suça ilişkin dava dosyalarının birleştirilerek tek bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekeceği,
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14.07.2017 tarihli ve 2017/2358 esas 2017/3525 karar sayılı ilâmı ile, ” …her iki mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun ilk kez kanun yararına bozma yolu ile incelenmesi mümkün olmayıp, yasaya aykırı olduğu iddia edilen mahkeme kararlarına karşı başvurulacak diğer kanun yolları tükenmediğinden, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan bu durumun CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilebileceği…” şeklinde belirtildiği üzere, sonradan ortaya çıkan bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla çözümlenebileceği cihetle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda bahsedilen gerekçeyle yaptığı mütalaasına uygun olarak yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, merciince itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
II. GEREKÇE
A. İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/27 Esas ve 2021/817 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde:
Şüpheli hakkında, 14.11.2020 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturcu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 01.01.2021 tarihli ve 2021/16 Soruşturma, 2021/6 Esas, 2021/6 sayılı iddianamesi ile İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesine, 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/817 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 15.12.2021 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği,
Yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiren İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/817 Karar sayılı ek kararı ile; yeni delil bulunmadığı, 5271 sayılı CMK’nın 311. maddesindeki yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin gerçekleşmediği gerekçesiyle “yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” karar verildiği, Cumhuriyet savcısının ek karara itiraz ettiği,
İtirazı inceleyen mercii İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16.05.2022 tarihli ve 2022/181 değişik iş sayılı kararı ile, “itirazın reddine” kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B. Dayanak İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının incelenmesinde:
Şüpheli hakkında 05.10.2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2014 tarihli ve 2014/92249 Soruşturma, 2014/2080 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği,
Şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmaması nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2015 tarihli ve 2014/92249 Soruşturma, 2015/23203 Esas, 2015/19329 sayılı iddianamesi ile İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
Dairemizin 07.07.2020 tarihli ve 2019/6119 Esas, 2020/2942 Karar sayılı ilamı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında itiraz kanun yolu gösterilmediğinden kararın kesinleşmediği, durma kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bozmadan sonra, İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli ve 2020/435 Esas, 2021/882 Karar sayılı kararı ile, “kamu davasının durmasına” karar verildiği, durma kararının 23.12.2021 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
Durma kararından sonra, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2021 tarihli ve 2021/170062 Soruşturma, 2021/6977 Karar sayılı kararı ile, TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 16.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği,
Sanığın 03.10.2022 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2023 tarihli ve 2021/170062 Soruşturma, 2023/34104 Esas, 2023/24228 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
Davanın İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/620 esasına kaydedildiği,
Anlaşılmıştır.
C. Dosyalar kapsamına göre;
06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları “(1)Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 6545 sayılı Kanun’la değişik 191/2. maddesi doğrultusunda verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında, 5271 sayılı CMK’nın 171. maddesinde öngörülen şartlar aranmadığından, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna özgü olarak düzenlendiği, bu kapsamda Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilmesinin zorunlu olduğu, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte denetimli serbestlik tedbir uygulanmasının da zorunlu olduğu, gerek görülmesi halinde şüpheli/sanığın tedaviye de tabi tutulabileceği, bu hususun kovuşturma şartı olarak öngörüldüğü, yargılamanın her aşamasında usûlüne uygun olarak verilip verilmediğinin ve kesinleşip kesinleşmediğinin dikkate alınması gerektiği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriği itibariyle de usûl ve yasaya uygun düzenlenmesi gerektiği, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlâl ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarıyı içermesi zorunlu olduğu ve bu yasal uyarıyı içermeden düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının hukuken geçersiz sayılacağı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde (5271 sayılı CMK’nın 173. maddesinin 7499 sayılı Kanun’la değişik haline göre “iki hafta” içinde) Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarının da bulunması gerektiği ve bu yasal ihtarı içermeden düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheli/sanık tarafından öğrenilmiş olsa dahi kesinleşmemiş sayılacağı, erteleme süresinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usûlüne uygun kesinleşmesi ile başlayacağı, bu kapsamda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğinin usûle uygun yapılması gerektiği, diğer bir anlatımla, usûle uygun tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmediğinden 5 yıllık erteleme süresinin de başlamayacağı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesi beklenilmeden erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosyanın ilgili Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi durumunda, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edilerek tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı ve kovuşturma şartının gerçekleşmemiş sayılacağı kabul edilmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında;
Somut olayda, 05.10.2014 tarihli önceki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, ancak sanığın yükümlülüklerine uygun davranmaması nedeniyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2015 tarihli ve 2015/584 Esas, 2015/503 Karar sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 07.07.2020 tarihli ve 2019/6119 Esas, 2020/2942 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli ve 2020/435 Esas, 2021/882 Karar sayılı “kamu davasının durmasına” dair kararını takiben İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 27.12.2021 tarihinde yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, sanığın 03.10.2022 tarihinde uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2023 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasının İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/620 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğu, dolayısıyla 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesindeki doğrudan dava açılması koşullarının inceleme konusu dosyada oluşmadığı anlaşıldığından; İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince davanın, İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/620 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilerek tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle, sanığın eylemlerinin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra hukukî durumun belirlenmesi gerektiği,
İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, istinaf edilmeksizin kesinleşen 24.06.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/817 Karar sayılı kararına karşı, yukarıda belirtilen nedenle kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağına ilişkin Adalet Bakanlığından görüş istenilmesine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Gerekçe bölümünde tespit edilen nedenle, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/817 Karar sayılı kararına karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dava dosyasının, Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,23.09.2025 tarihinde karar verildi.
T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas: 2024/718 – Karar: 2025/8603 – Tarih: 23.09.2025
SAYISI : 2020/572 E., 2022/222 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın, itiraz edilmeksizin 07.06.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı CMK’nın 309/1. maddesi uyarınca, 19.12.2023 tarihli ve 2023/22580 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.01.2024 tarihli ve KYB – 2023/137445 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.01.2024 tarihli ve KYB – 2023/137445 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın 07/10/2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan yapılan soruşturma neticesinde, sanık hakkında daha önce aynı suçtan İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 2019/166 esasına kayden dava açıldığı ve bu itibarla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açılması gerektiğinden bahisle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 18/11/2020 tarihli ve 2020/37217 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2022 tarihli ve 2020/572 esas, 2022/222 sayılı mahkûmiyet kararı verildiği ve anılan kararın 07/06/2022 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açılması için esas alınan İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 2019/166 esas, 2021/404 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, anılan kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03/04/2023 tarihli ve 2021/3347 esas, 2023/626 sayılı kararı ile, “08/07/2017 tarihli eyleminden ve sabit olmadığı kabul edilen 12/08/2018 tarihli eylemden sonra işlenen 07/10/2019 tarihli bir eylemi olduğu, bu eylemi sebebi ile verilmiş başka bir kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının daha bulunduğu, esasen inceleme konusu dosyada verilen KDAE kararı usulüne uygun olduğundan, yeniden karar verilmesinin CMK’nın 191/6. maddesi kapsamında mümkün bulunmadığı, yapılan yargılama neticesinde İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2022 tarih ve 2020/572 esas, 2022/222 karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, 07/06/2022 tarihinde kesinleştiği, bununla birlikte esasen 07/10/2019 tarihli eylemin, inceleme konusu dosyada verilen kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının ihlali mahiyetinde olabileceği anlaşılmakla, anılan dosya aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulması gerektiğinden” bahisle Mahkemesince kamu davasının durmasına karar verilmesi yerine davaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verildiğinden bahisle söz konusu kararın bozulduğu nazara alındığında;
Aynı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme uyarınca inceleme konusu 07/10/2019 tarihli suçun, sanık hakkındaki 19/10/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra işlendiği anlaşılmakla, ilk suçun ihlali niteliğinde olduğu ve ayrı bir yargılama konusu yapılamayacağı, ikinci suçtan dolayı açılan kamu davasında düşme kararı verilip ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/572 Esas ve 2022/222 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde:
Şüpheli hakkında, 07.10.2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 18.11.2020 tarihli ve 2019/205656 Soruşturma, 2020/47959 Esas, 2020/37217 sayılı iddianamesi ile, İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesine, 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı,
iddianamede; daha önce 2017/112367 sayılı soruşturmada 05.02.2019 tarihinde İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesine 2019/166 Esas sayılı kamu davası açıldığı, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
Yapılan yargılama sonucunda; İstanbul Anadolu 59.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 30.03.2022 tarihli ve 2020/572 Esas, 2022/222 Karar sayılı kararı ile, sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 191/1. ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
B. Dayanak İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2019/166 Esas, 2021/404 Karar sayılı kararının incelenmesinde:
Sanık hakkında, 08.07.2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2017 tarihli ve 2017/112367 Soruşturma, 2017/4586 Karar sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının üç yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Sanığın 12.08.2018 tarihinde yeniden aynı nev’i suçu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 05.02.2019 tarihli ve 2017/112367 Soruşturma, 2019/9265 Esas, 2019/576 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı,
İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2019/166 Esas, 2021/404 Karar sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1., 31/3. ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, Cumhuriyet savcısının istinaf kanun yoluna başvurduğu,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03.04.2023 tarihli ve 2021/3347 Esas, 2023/626 Karar sayılı kararı ile, hükmün bozulmasına kesin olarak karar verildiği,
Bozmadan sonra, dosyanın İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 2023/267 Esasına kaydedildiği,anlaşılmıştır.
C. 5237 sayılı TCK’nın 191. madddesinde yer alan Kanun hükümlerinin uygulanması ile ilgili olarak, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre;
06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları “(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı CMK’nın 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir. (3)(Değişik:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesinde yer alan “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez” hükmü gereği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı bu suçtan yürütülen soruşturmalarda sadece bir kez verilebilecektir. Buna göre, usulüne uygun verilip kesinleşen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı bulunmamasına rağmen aynı sanık hakkında birden fazla soruşturma bulunması halinde, soruşturmaların birleştirilmesi sonrası kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekmektedir. Dairemiz yerleşik içtihatlarına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesi tarihine kadar aynı şüpheli/sanık tarafından kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlenen tüm eylemler tek suç olarak kabul edilmekte ve 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi kapsamında temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kabul edilmektedir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden sonra işlenen ilk kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ise, 5237 sayılı TCK’nın 191/5. maddesi kapsamında ihlâl sebebi sayılmakta, bu ihlâlden sonra işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarının soruşturma ve kovuşturma konusu olabileceği, ancak iddianame düzenlenmeden aynı suçtan işlenen eylemlerin ise 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suça esas alınması gerektiği kabul edilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da; 5237 sayılı TCK’nın 191/4-a maddesinde belirtilen “kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi” şartının gerçekleşmesinden yani dava açma şartının gerçekleşmesinden sonra işlenen 5237 sayılı TCK’nın 191/4. maddesinin (b) ve (c) bentlerinde belirtilen aynı nitelikteki eylemin de artık 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suça esas alınması gerektiğidir. İddianame düzenlendikten sonra aynı suçtan işlenen eylemler ise ayrı suçtur ve 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi kapsamında doğrudan dava konusu edilebilir.
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında önceden işlemiş olduğu aynı nev’iden suç nedeniyle İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinde açılmış bir kamu davası olduğundan, bu kez inceleme konusu 07.10.2019 tarihli suçtan dolayı 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi gereğince kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden doğrudan kamu davası açılması üzerine, İstanbul Anadolu 59.Asliye Ceza Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, soruşturma ya da kovuşturma dosyalarına ilişkin belge ve bilgilere hızlıca ve kolayca ulaşılabilmesine olanak sağlayan UYAP sistemi üzerinden sanık hakkındaki soruşturma ve kovuşturma bilgisine rahatlıkla ulaşılabileceği, sanığın diğer eylemlerine konu davaların mahkeme ya da hâkim tarafından bilinmediğinin ileri sürülemeyeceği de dikkate alındığında, sanığın önceki 08.07.2017 tarihli eylemine konu İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2019/166 Esas, 2021/404 Karar sayılı Karar sayılı mahkûmiyet kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza Dairesinin 03.04.2023 tarihli ve 2021/3347 Esas, 2023/626 Karar sayılı kararı ile 12.08.2018 tarihli eylemin sabit olmaması nedeniyle kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, dolayısıyla inceleme konusu davada 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açılması koşullarının oluşmadığı gözetilerek,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03.04.2023 tarihli ve 2021/3347 Esas, 2023/626 Karar sayılı bozma kararından sonraki hukuki sürecin araştırılması, gerektiğinde ve hukuken mümkün olduğunda her iki davanın birleştirilmesi, yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda, sanığın eyleminin, erteleme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmesinden önce işlenip işlenmediği, erteleme kararının ihlâli olup olmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı veya eylemin bağımsız suç oluşturup oluşturmayacağı hususlarının irdelenmesi ve sanığın hukuki durumunun tüm deliller birlikte değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
A. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
B. İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli ve 2020/572 Esas, 2022/222 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı CMK’nın 309/4-a maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,23.09.2025 tarihinde karar verildi.
T.C. YARGITAY ONUNCU CEZA DAİRESİ – Esas : 2024/724 – Karar : 2025/8606 – Tarih : 23.09.2025
SAYISI : 2022/212 E., 2022/933 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR: Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 192/3. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün, istinaf edilmeksizin 16.11.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı CMK’nın 309/1. maddesi uyarınca, 19.12.2023 tarihli ve 2023/8044 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB – 2024/1783 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.01.2024 tarihli ve KYB – 2024/1783 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın 06.01.2022 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile yapılan soruşturma sonucunda, 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden 21.02.2022 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesince mahkûmiyetine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 19.01.2022 tarihli ve 2021/14504 esas, 2022/616 karar sayılı ilâmında “… erteleme kararının kaldırılarak açılan kamu davasında sanığın beraatine karar verilmesi ve beraat kararının kesinleşmesi halinde, beraate konu suç nedeniyle verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı hukuki geçerliliğini yitirecek ve sonraki suça ilişkin olarak TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine engel olmayacak, bu nedenle “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı verilmeden açılmış olan kamu davasında kovuşturma şartı bulunmadığından kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “durma kararı” verilmesi gerekecektir…” şeklinde açıklamaya yer verildiği,
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önceki 07.09.2016 tarihinde uyuşturucu madde bulundurduğu gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, anılan kamu davasının ertelenmesi kararının kaldırılarak sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi gereğince kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/132 esas, 2017/405 sayılı kararı ile karar verilmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine yapılan yargılama neticesinde İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2022 tarihli ve 2021/331 esas, 2022/54 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında 15 gün içerisinde itiraz hakkı olduğunun belirtilmediği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın 24.06.2022 tarihinde kesinleştiği, bu haliyle 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesinde yer alan “(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” şeklindeki düzenleme gereğince doğrudan kamu davası açılmasının dayanağı olan davada, davanın durmasına karar verilmesi ve anılan kararın kesinleşmesi nedeniyle, durma kararına konu suç nedeniyle verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının hukuki geçerliliği kalmadığından, Mahkemesince kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden açılmış olan kamu davasında, yargılama şartı bulunmadığından, bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilmesi gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
II. GEREKÇE
A. Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/212 Esas ve 2022/933 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde:
Şüpheli hakkında, 06.01.2022 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 21.02.2022 tarihli ve 2022/3252 Soruşturma, 2022/7210 Esas, 2022/5296 sayılı iddianamesi ile Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesine 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı, iddianamede; daha önce şüpheli hakkında 19.01.2017 tarihinde İzmir 31.Asliye Ceza Mahkemesine 2017/132 Esas sayılı kamu davası açıldığından yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
Yapılan yargılama sonucunda; Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 08.11.2022 tarihli ve 2022/212 Esas, 2022/933 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 192/3. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün istinaf edilmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B. Dayanak alınan İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2017 tarihli ve 2017/132 Esas, 2017/405 Karar sayılı kararının incelenmesinde:
Şüpheli hakkında 04.04.2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2015 tarihli ve 2015/37790 Soruşturma, 2015/2438 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği,
Şüphelinin 07.09.2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 19.01.2017 tarihli ve 2017/2126 Esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2017 tarihli ve 2017/132 Esas, 2017/405 Karar sayılı kararı ile, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim altında bulundurulmasına karar verildiği, kararın 08.09.2017 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
Sanığın denetim süresi içerisinde 25.09.2019 tarihinde işlediği aynı nev’i suçtan Bursa 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ve 2019/903 Esas, 2021/264 Karar sayılı kararı ile mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli ve 2021/331 Esas, 2022/514 Karar sayılı kararı ile, 29.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında itiraz kanun yolunun gösterilmediği ve erteleme kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle CMK’nın 223/8.maddesi uyarınca “kamu davasının durmasına” karar verildiği, durma kararının 24.06.2022 tarihinde itirazın reddi kararı ile kesinleştiği,
Sanığın yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2022 tarihli ve 2022/60569 Esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli ve 2022/1029 Esas, 2023/5 Karar sayılı kararı ile, sanığın TCK’nın 191/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurduğu,
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 30.01.2023 tarihli ve 2023/265 Esas, 2023/322 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına kesin olarak karar verildiği,
Bozmadan sonra davanın İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/153 Esasına kaydedildiği,
Anlaşılmıştır.
C. Dosyalar kapsamına göre;
Sanık hakkında önceden işlemiş olduğu aynı nev’iden suç nedeniyle açılmış bir kamu davası olduğundan, bu kez inceleme konusu 06.01.2022 tarihli suçtan dolayı 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi gereğince kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden doğrudan kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda, Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2022 tarihli kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli ve 2021/331 Esas, 2022/514 Karar sayılı kararı ile, 29.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında itiraz kanun yolunun gösterilmediği ve erteleme kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca “kamu davasının durmasına” karar verildiği, durma kararının 24.06.2022 tarihinde kesinleştiği, bundan sonraki hukuki sürecin durma kararı verilen dava üzerinden sürdürülmesi gerekirken durma kararından sonra, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 30.06.2022 tarihinde yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, mercii ve itiraz süresinin doğru şekilde gösterildiği, tedbirin infazı sırasında sanığın yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle de erteleme kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2022 tarihli iddianamesi ile mükerrer şekilde kamu davası açıldığı, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli kararı ile verilen mahkûmiyet hükmünün İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 30.01.2023 tarihli kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra davanın İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/153 Esasında derdest olduğu anlaşılmakla;
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) ve adli sicilde yapılan incelemede, şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan incelemeye konu suç tarihinden önce ve sonra sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan birden fazla açık ve kapalı kaydın bulunduğu ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca suç tarihleri 04.04.2015 ve 07.09.2016 olarak gösterilmek suretiyle 30.06.2022 tarihli ve 2022/98940 Soruşturma, 2022/5163 Karar sayılı karar ile, yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sözkonusu erteleme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihinden önce işlenmiş tüm eylemleri kapsayacağı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açılması koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi için;
Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturmalarda, 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesinde yer alan “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez” amir hükmü gereği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sadece bir kez verilebileceği düzenlendiğinden, aynı şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu nedeniyle farklı tarihlerde işlediği eylemlerden dolayı birden fazla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş ise, bunlardan usûlüne uygun olarak verilip kesinleşen ilk kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının esas alınması gerektiği, bu durumda, usulüne uygun şekilde verilip kesinleşen erteleme kararının kesinleşmesine kadar işlenen tüm eylemlerin tek suç olarak ve TCK’nın 61. maddesi kapsamında alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olabileceği kabul edildiğinden, Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınması, usûlüne uygun şekilde verilip kesinleşen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının bulunup bulunmadığı belirlenip, davaların derdest olması halinde incelemeye konu dava ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceği, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesine mükerrer dava açılmış olduğundan İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli ve 2021/331 Esas, 2022/514 Karar sayılı durma kararına konu davanın da birleştirilmesi gerektiği, sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle, incelemeye konu eylem nedeniyle yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilip verilmeyeceği ya da incelemeye konu eylemin ihlâl niteliğinde eylem olup olmadığı veya eylemlerin tek suç, zincirleme suç veya bağımsız suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiğinden, mahkûmiyet kararı Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
A. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
B. Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2022 tarihli ve 2022/212 Esas, 2022/933 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,23.09.2025 tarihinde karar verildi.