İdare Hukuku 2/A Yıl Sonu Sınavı – 30.05.2007 – AÜHF
SINAV YÖNERGESİ : 1) Sınav süresi 100 dakikadır. 2) Tek bir tam yanıt kağıdı verilecek; ek kağıt verilmeyecektir. 3) Kurşun kalem kullanılmayacaktır. 4) Sorular, her bir Olay’ın kendi içindeki sıralamaya uyularak yanıtlanacaktır. 5) Anayasa metni dışında başka mevzuat kullanılmayacaktır. 6) Yanıtlar gerekçeli olacaktır.
Başarılar dilerim.
Doç. Dr. Ali ULUSOY
OLAY I
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca (EPDK) 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak çıkarılan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği 4.08.2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 28.02.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 21 inci maddesinde,
“Kurul, lisans sahibi tüzel kişinin faaliyet ve uygulamaları ile işlem hesap ve mali tablolarının bağımsız denetim kuruluşları ve/veya teknik denetim yapabilecek kişi veya kuruluşlar vasıtasıyla denetlenmesini kararlaştırabilir. Bu tür denetim hizmetlerinin bedeli ilgili lisans sahibi tüzel kişi tarafından karşılanır. Ancak, Kurulun gerek görmesi halinde, bedeli Kurumca karşılanmak kaydıyla da denetim yaptırılabilir.”
hükmü yer almaktadır.
Danıştay 13. Dairesi, bu Yönetmelik değişikliği hükmünün iptaline ilişkin açılan davada,
“Kurumların kanunla kendilerine verilen zorunlu bir kamu hizmetinin yürütülmesinde, (yasal bir düzenleme olmadıkça) bu hizmet ile ilgili şahıslardan bir bedel istenmesi kamu hizmeti kavramına uygun bulunmamaktadır.”
gerekçesiyle bu hükmü hukuka aykırı bulmuştur.
NOT: 4628 sayılı Kanun, m.5/5 : “Bu Kanunun diğer maddeleri ile belirlenen yetkilerinin yanısıra, Kurul aşağıdaki yetkilere de sahiptir:
…..
(j) Piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilerin denetlenmiş mali tablolarını incelemek veya incelettirmek.”
Sorular:
1) EPDK’nın T.C. İdari teşkilatı içindeki yerini belirleyerek, yürüttüğü idari faaliyetin niteliğini belirtiniz. (10 p)
2) Olayda bahsi geçen Yönetmelik değişikliği Resmi Gazetede yayımlanmasa idi, bu durum anılan Yönetmeliği hukuka aykırı kılar mıydı? Neden? (10 p)
3) Danıştay 13. Dairesinin belirtilen ifadesini yerinde buluyor musunuz? Neden? (NOT: Bu soru, anılan karardaki parantez içinde yazılmış ifade dikkate alınmadan yanıtlanacaktır. Ayrıca, bu soru, olayda belirtilen idari faaliyetin kamu hizmeti faaliyeti olduğu varsayılarak yanıtlanacaktır.) (20 p)
4) Danıştay 13. Dairesinin kararını yerinde buluyor musunuz? Danıştay burada, kamu hizmeti kavramı dışında, hangi İdare Hukukundaki hangi ilkeyi dikkate almış olabilir? (NOT: Bu soru, anılan karardaki parantez içinde yazılmış ifade de dikkate alınarak yanıtlanacaktır.) (10 p)
OLAY II
3.12.1993 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde ilçelerde Liman Başkanlarının 1. sicil amiri kaymakam olarak düzenlenmiş iken, bu Yönetmelikte 6.04.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle kaymakamlar ilçelerde liman başkanlarının 1. sicil amirleri olmaktan çıkarılmıştır.
Kaymakam (A), görev yaptığı (K) ilçesinde liman başkanlığı bulunmasını da dikkate alarak, bu Yönetmelik değişikliğinin hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 112. maddesine dayalı olarak Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılan Devlet Memurları Sicil Amirleri Yönetmeliği m. 30/6:
“Bölge kuruluşu bulunan kurumlar sicil amirleri yönetmeliklerini kaymakamların ilçede, valilerin ise ildeki merkezindeki görevli bölge memurlarının gereğine göre birinci, ikinci veya üçüncü derecede sicil amiri olmalarını sağlayacak şekilde düzenlemek mecburiyetindedirler.”
2) DENİZCİLİK MÜSTEŞARLIĞININ KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (R.G.19.08.1993)
Madde 1 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, denizcilik sistem ve hizmetlerinin ülkenin deniz ilgi ve çıkarlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak tahsisi ve geliştirilmesi için, Başbakanlığa bağlı Denizcilik Müsteşarlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir.
Başbakan bu Müsteşarlığın yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir Devlet Bakanı eliyle kullanabilir.
Madde 3 – Denizcilik Müsteşarlığı, merkez teşkilatı ile taşra teşkilatından oluşur.
Madde 5 – Müşteşar, Müşteşarlık kuruluşunun en üst amiridir. Müsteşarlık hizmetlerinin Başbakanın direktifleri yönünde mevzuata, hükümetin genel siyasetine, milli güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütülmesini ve Müsteşarlığın faaliyet alanına giren konularda diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir. Müsteşara yardımcı olmak üzere 2 Müsteşar Yardımcısı görevlendirilebilir.
Madde 19 – Müsteşarlık merkez ve taşra teşkilatının her kademedeki yöneticileri, yapmakla yükümlü bulundukları hizmet veya görevleri, Başbakanın ve Müsteşarın emir ve direktifleri yönünde, mevzuata, plan ve programlara uygun olarak düzenlemek ve yürütmekten bir üst kademeye karşı sorumludur.
Madde 23 – 23/04/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun hükümleri dışında kalan memurların atanmaları Başbakan tarafından yapılır. Başbakan bu yetkilerini gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir.
Ancak, Teftiş Kurulu Başkanı ile müfettiş unvanlarını taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır.
Sorular:
1) Denizcilik Müsteşarlığı’nın T.C. İdari Teşkilatı içindeki yerini belirleyerek, yürüttüğü idari faaliyetin niteliğini belirtiniz. (10 p)
2) Kaymakam ile valiyi hukuksal konumları yönünden karşılaştırınız (10 p)
3) Olayda değinilen Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliği sadece Devlet Memurları Sicil Amirleri Yönetmeliği’ne aykırı olması gerekçesiyle hukuka aykırı görülebilir mi? Neden? (10 p)
4) 6.04.2001 tarihli yönetmelik değişikliği hukuka uygun mudur? Neden? (NOT: Burada 3. soruda tartışılan husus değerlendirme dışı tutulacak ve bu husus dışındaki hususlar tartışılacaktır.) (20 p)