Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Ek Dava, Asıl Dava Kesinleşmeden Açılabilir mi?

- Advertisement -

Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşulu ile asıl dava kesinleşmeden ek dava açılması olanaklıdır. Ek davanın asıl dava kesinleşmeden açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

Konu ile ilgili Yargıtay Kararı

Davacı, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzenin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsilini istemiştir. Eldeki ek davaya esas olan dava dosyasında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, mahkemece talepte bulunulan miktar yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davanın kabulüne karar verildiği, kararın kesinleştiği ve eldeki davanın da ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşulu ile de ek dava açılması olanaklıdır. Ek dava asıl dava kesinleşmeden açılmıştır. Ek davanın asıl dava kesinleşmeden açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2012/5-811 – K. 2013/363
T. 13.3.2013
• İLK DAVADA SAKLI TUTULAN BÖLÜMÜN TAHSİLİ İSTEMİ ( Fazlaya İlişkin Hakların Saklı Tutulması Koşulu İle Ek Dava Açılması Olanaklı Olduğu – Ek Davanın Asıl Dava Kesinleşmeden Açılabileceği )
• EK DAVA ( Kamulaştırma Sonucu Taşınmazdan Ekonomik Sosyal Yönden Yararlanma Olanağı Kalmadığı İddiasına Dayanan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İçin Açılan İlk Davada Saklı Tutulan Bölümün Tahsili İstemi – Asıl Davanın Kesinleşmesi Gerekmediği )
• EK DAVANIN ASIL DAVA KESİNLEŞMEDEN AÇILMASI ( İlk Davada Saklı Tutulan Bölümün Tahsili İstemi – Ek Davanın Asıl Dava Kesinleşmeden Açıldığı/İşin Esasına Girileceği )
• KAMULAŞTIRMA SONUCU TAŞINMAZDAN EKONOMİK YÖNDEN YARARLANMA OLANAĞI KALMADIĞI İDDİASI ( İlk Davada Saklı Tutulan Bölümün Tahsili İstemi – Ek Davanın Asıl Dava Kesinleşmeden Açılmasına Yasal Engel Bulunmadığı )
2942/m. 12
6100/m.109, 176

DAVA : Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 10.03.2011 gün ve 2011/8 E- 2011/51 K. Sayılı kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 18.10.2011 gün ve 2011/8582 E-2011/16497 K. Sayılı ilamı ile;

( … Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12.maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzenin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Ek davaya esas olan Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2009 tarihli 2009/317-2009/156 sayılı kararına karşı, davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 01.06.2011 tarihli 2011/1620-9472 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş olup, karar kesinleşmiştir.

Bu nedenle ilk davada saklı tutulan bölüm için açılan bu davada esasa girilerek karar verilmesi gerekirken, red kararı verilmesi

Doğru görülmemiştir… ),

Gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı vekili, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12.maddesi uyarınca, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzenin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsilini istemiştir.

Mahkemece, davacı tarafından açılan ilk davanın kesinleşmediği, dava şartlarının davanın açıldığı tarihe göre bulunması gerektiği, hukuki yarar şartının davacı yönünden olmadığı gerekçesi ile ek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur.Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, eldeki ek davanın görülebilmesi için, dava tarihi itibariyle ek davaya esas olan 2007/317 Esas-2009/156 Karar sayılı davanın kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, dava tarihi itibariyle davacı yönünden hukuki yarar şartının bulunup bulunmadığı,buna göre işin esasına girilerek karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Eldeki ek davaya esas olan Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/317 Esas-2009/156 Karar sayılı dosyasında; davacı M. A. K. vekili tarafından 12.02.2007 tarihinde davacının maliki olduğu 86 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12.maddesi uyarınca baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayalı olarak 1000 TL taşınmaz bedelinin tahsilinin istenildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, mahkemece talepte bulunulan miktar yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davanın kabulüne 30.04.2009 tarihinde karar verildiği, kararın 01.06.2011 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın da ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, alacağın bir kısmı için dava açılabilir. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşulu ile de ek dava açılması olanaklıdır. Ek dava ise ya asıl dava kesinleştikten sonra ya da zamanaşımını kesmek gibi amaçlarla asıl dava kesinleşmeden önce açılabilmektedir. Davalı taraf bu ek davada derdestlik itirazında da bulunamaz.Çünkü kısmi dava ile ek davanın ilişkin olduğu alacak kesimleri, yani müddeabihleri farklıdır. Ancak kısmi davada verilen hüküm ek davayı etkileyecektir. ( Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, cilt 2, 2001, syf 1559 )

Somut olayda ek dava asıl dava kesinleşmeden açılmıştır. Bu şekilde ek davanın asıl dava kesinleşmeden açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Kaldı ki, asıl davaya ilişkin verilen karar 06.06.2011 günü kesinleşmiştir.

O halde mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekir.

Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına, bozma ilamında gösterilen ve yukarda açıklanan nedenlerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarda gösterilen nedenlerden dolayı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3.maddesinin atfı dikkate alınarak HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu Hafta İlgi Görenler

İşçinin İş Sözleşmesini Mobbing Nedeniyle Fesih Hakkı

Son yıllarda işçi ve işveren arasındaki çalışma barışını tehdit...

Osmanlı Ceza Muhakemesi Hukukunda Şüpheli Ve Sanığın Susma Hakkı

Kişinin kendini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ya da...

Ölüm Ve Beden Zararlarına İlişkin Tazminat Taleplerinde Zamanaşımı Sorunu

Ölüm ve beden zararına yol açabilen objektif hukuka veya...

Okuryazar Olan Ve Bedensel Engeli Bulunmayanların İmza Yerine Parmak İzi, İşaret Ya Da Mühür Kullandıkları Sözleşmelerin Geçerliliği

Bilindiği üzere, borçlar hukukumuzda yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde...

Borçlar Hukuku Özel Pratik Çalışması (Kira) – İÜHF – 16.01.2015

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Borçlar Hukuku kira konulu Özel...

Suç tarihi itibarıyla FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü...

Suç tarihi itibarıyla FETÖ/PDY'nin silahlı terör örgütü olduğuna ilişkin...

ByLock İletişim Sisteminin Hukuki Alt Yapısı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.01.2023 tarihli kararından: 2937 sayılı MİT...

Yıllık artış yapılması talep edilmediği halde, yoksulluk...

T.C. YARGITAY İKİNCİ HUKUK DAİRESİ Esas : 2023/5359 Karar : 2023/4198 Tarih : 26.09.2023 İNCELENEN...

Haksız Fiilden Kaynaklı Manevi Tazminat Davalarında İhtiyati...

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin konuya ilişkin emsal kararı. ÖZET: Uyuşmazlık,...

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay ile...

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi...

2024 Yılı için Geçerli 94 Nolu Harçlar...

Harçlar Kanununa bağlı tarifelerde yer alan maktu harçların (maktu...

Can Atalay ile İlgili Anayasa Mahkemesi’nin 2....

Anayasa Mahkemesi'nin, Can Atalay bireysel başvurusunda, Anayasa Mahkemesinin ihlal...

Can Atalay ile İlgili Verilen AYM Kararına...

T.C. YARGITAY ÜÇÜNCÜ CEZA DAİRESİ Esas : 2023/12611 Karar : 2023/12611 Tarih :...

Siteden