M.Ö. 42 yılında, Roma Cumhuriyeti, İkinci Triumvirlik’in (Marcus Antonius, Gaius Octavianus ve Marcus Aemilius Lepidus) kontrolü altındaydı. Julius Caesar’ın suikastı sonrası başlayan iç savaş, Triumvirleri Brutus ve Cassius’a karşı yürütecekleri askeri operasyonlar için devasa bir maliyetle karşı karşıya bırakmıştı. Bu ihtiyacı karşılamak üzere alınan radikal bir karar, Roma’nın en zengin 1400 kadınına zorunlu bir servet vergisi dayatılması oldu. Bu karar, Roma hukukunda emsali görülmemiş bir uygulamaydı ve kadınların kamusal alanda seslerini yükseltmelerini sağlayacak tarihi bir kıvılcım yarattı.
Bu zorlama karşısında, varlıklı Roma kadınları sessiz kalmayı reddetti. Bir heyet oluşturarak Triumvirlerin huzuruna çıktılar, ancak soğuk bir karşılama ile karşılaştılar. Geleneksel olarak, Roma’da kadınların siyasete karışması yasaktı ve kamusal konuşma hakkına sahip değillerdi. Ancak bu kadınların içinden biri, ünlü hatip Quintus Hortensius Hortalus’un kızı Hortensia, bu yasağı cesurca deldi.
Hortensia, Triumvirlerin zorla vergi dayatmasını protesto etmek için Forum’daki konuşmacı kürsüsüne (Rostra) çıkarak, kalabalık bir dinleyici kitlesinin önünde hitap etti. Antik tarihçi Appian’ın aktardığı kadarıyla, Hortensia’nın savunması, Roma hukukunun temel bir ilkesine dayanıyordu: Temsiliyet olmadan vergilendirme olmaz.
Hortensia, doğrudan Triumvirleri hedef alan keskin bir retorikle başladı. Konuşmasının en can alıcı kısımları, kadınların devlete olan sorumlulukları ile yükümlülükleri arasındaki dengeye odaklanıyordu:
“Bizim kadınlarımızın, sizin iç savaşlarınıza sebep olan ya da onları yöneten kadınlarla ne ilgisi var?”
Bu sözlerle, kadınların siyasi çatışmalardan uzak durduğunu vurguladı. Ardından, asıl hukuki argümanını dile getirdi:
“Biz ne savaşlara katıldık, ne de magistraları yönetiyoruz. Devlet idaresinde bir payımız yok.”
Hortensia’nın bu güçlü “payımız yok” iddiası, vergilendirme için siyasi sorumluluk ve temsil hakkının olması gerektiği yönündeki klasik Roma düşüncesine çarpıcı bir göndermeydi. Kadınların siyasi güçten ve kamu hizmetinden dışlanmasına rağmen, savaşın yükünün sadece onlara yüklenmesini adil bulmuyordu.
Hortensia, kadınların daha önce de devlete gönüllü olarak katkıda bulunduğunu, ancak bunun “savaş, yönetim ya da kamu masrafları için” zorla alınmadığını belirterek, Triumvirlerin bu eylemini bir gasp olarak nitelendirdi. Onların talep ettiği vergi, bir bağış değil, zorunlu bir haraçtı. Savunmasının bu bölümünde öfkesini şöyle ifade etti:
“Eğer vergi toplamak zorundaysanız, bizden değil, daha önce askerî birliklerini kendi menfaatleri için kullanan ve kamu hayatında aktif olan erkeklerden isteyin!”
Hortensia’nın bu alışılmadık ve güçlü savunması, Triumvirleri şaşırttı ve kamuoyunda büyük destek uyandırdı. Halkın tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kalan Triumvirler, vergilendirilecek kadın sayısını 1400’den 400’e indirmek zorunda kaldılar ve vergi yükünün geri kalanını zengin erkeklere yönelttiler.
Hortensia’nın Savunması, sadece mali bir zaferden öte, Antik Roma’da kadınların sesinin kamusal alanda etkili olabileceğini kanıtlayan nadir ve unutulmaz bir an olarak tarihe geçmiştir. Yüzyıllar sonra bile, bu “savunma,” kadınların siyasi temsil ve eşitlik mücadelesinde bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.




