Cumartesi, Nisan 27, 2024
Ana SayfaHukuk HavuzuCeza MuhakemesiAdli Arama Kararı Olmadan Ele Geçirilmiş Uyuşturucu Madde

Adli Arama Kararı Olmadan Ele Geçirilmiş Uyuşturucu Madde

Bu İçeriğimizin Başlıkları

- Advertisement -

Kolluk görevlileri tarafından yapılan kontrol ve aramalar sırasında, sanığın yapılan kaba üst aramasında pantolonunun sol ön cebindeki sigara paketinin içerisinde kağıda sarılı halde ot esrar diye tabir edilen uyuşturucu maddenin ele geçirilen olayda alınmış bir adli arama kararı bulunmamaktadır. Bu durum, CMK’nın 223/9. maddesinde belirtilen, yargılama yapılmasını gerektirmeyen derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hallerdendir, adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan delilleri ya da suçun maddi konusu hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olacağından , ikrar bulunsa bile Anayasanın 38/6. maddesi ile CMK’ nın 206/2. maddesinin a bendi , CMK 217/2. maddesi, 230/1-b maddesi uyarınca hükme esas alınamaz. Hukuka aykırı olan bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün bulunmadığından, Bu durum, CMK’nın 223/9 .maddesinde belirtilen , yargılama yapılmasını gerektirmeyen derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hallerdendir. Bu sebeple sanığa atılı eylem kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan” sanığın beraatine karar verilmiştir.

T.C.
YARGITAY
ONUNCU CEZA DAİRESİ

Esas : 2020/19498
Karar : 2023/3094
Tarih : 05.04.2023

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2016/78 E., 2016/61 K.

SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

HÜKÜM : Beraat

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, 16.10.2012 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesi ve 54 üncü maddesi dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesinin, 28.01.2014 tarihli ve 2012/608 Esas, 2014/50 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Karar 22.02.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 89. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.06.2015 tarihli ve 2014/888 Esas, 2015/436 Karar sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmiştir. Karar 03.07.2015 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşti.

Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2016/78 Esas, 2016/61 Karar sayılı kararı ile sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri

“Ceza yargılamasının prensipleri arasında delil serbestisinin bulunduğu, bunun içerisinde yasaların kabul ettiği her türlü delilin bulunabileceği, bu deliller içerisinde başkaca maddi delillerle desteklenen ve belirli şartlar taşıyan ikrarın da olduğu, ceza hukukunda bu şartları taşıyan ikrara itibar edilmesine engel olan bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle hükümlünün ikrarının, iddia edilen olayın kapsamı içerisinde hangi aşamada olduğu, ikrarda bulunanın özgür iradeye dayalı olarak ikrarda bulunup bulunmadığı, başka

maddi deliller ve emarelerle desteklenip desteklenmediği ve hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı yönlerinin irdelenmeden veya dosyaya yansıyan olayın başlangıç ve sonrası ile ilgili tutanaklarda isimleri geçen şahısların ifadeleri alınmadan hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden bozulması ” talep edilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2016/78 Esas, 2016/61 Karar sayılı kararı ile;

” 05.09.2012 günü saat 17:30 sıralarında İstanbul Fatih Aksaray mah. Helvacı Tahsin sokak üzerinde kolluk görevlileri tarafından yapılan kontrol ve aramalar sırasında, sanığın yapılan kaba üst aramasında pantolonunun sol ön cebindeki sigara paketinin içerisinde kağıda sarılı halde ot esrar diye tabir edilen uyuşturucu maddenin ele geçirilen olayda alınmış bir adli arama kararı bulunmamaktadır. Bu durum, CMK’nın 223/9. maddesinde belirtilen, yargılama yapılmasını gerektirmeyen derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hallerdendir, adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan delilleri ya da suçun maddi konusu hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olacağından , ikrar bulunsa bile Anayasanın 38/6. maddesi ile CMK’ nın 206/2. maddesinin a bendi , CMK 217/2. maddesi, 230/1-b maddesi uyarınca hükme esas alınamaz. Hukuka aykırı olan bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün bulunmadığından, Bu durum, CMK’nın 223/9 .maddesinde belirtilen , yargılama yapılmasını gerektirmeyen derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hallerdendir. Bu sebeple sanığa atılı eylem kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan” sanığın beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesinin suçun sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun bulunmuştur.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2016/78 Esas, 2016/61 Karar sayılı kararında Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair husular yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.2023 tarihinde karar verildi.

Ankahukuk Sitesi kurucusu ve yöneticisi

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir

Siteden...

İlgili İçerikler