Pazartesi, Ekim 2, 2023
Ana SayfaHukuk HavuzuBorçlar Hukukuİnanç Sözleşmelerinden Doğan Tapu İptal ve Tescil Davaları

İnanç Sözleşmelerinden Doğan Tapu İptal ve Tescil Davaları

Tarih:

İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir mal veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren sözleşmelerdir.

a. Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller

Bu davalarda;

·         Tapu kaydı,

·         Yazılı delil,

·         Yazılı delil başlangıcı,

·         Yemin,

Belli başlı deliller olarak sıralanabilir.

İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir mal veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren sözleşmelerdir.

İnanç sözleşmesi, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.

Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar ve yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi mümkündür.

b. Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular

Uygulamada mahkemelerce en sık yapılan hata yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge bulunmadığı ve karşı tarafın tanık dinlenmesine muvafakati olmadığı halde taraf tanıklarının dinlenmesi, gereksiz yere davanın uzatılması, masraf ve meşakkate yol açılmasıdır. Birkaç oturumda bitecek bir dava bazen tanıkların dinlenmesi için yazılan talimatlarla uzun süre ertelenmektedir. Bu durumun en önemli sebebi inanç sözleşmesinin muvazaalı işlemlerle birbirine karıştırılmasıdır. İspat şekli somut olarak sınırlandırılmış ve belirginleştirilmiş inanç sözleşmesine göre muvazaalı işlemlerde sözleşmenin tarafı olmayan kişiler için sınırsız ispat imkânı tanınmıştır. Bu sebeple mahkemelerce hukuki vasıflandırmanın doğru yapılamaması veya sözleşmenin doğru tanımlanamaması yargılamayı birçok gereksiz sürecin içine çekmektedir. Ayrıca tıpkı satış vaadi sözleşmelerinde belirtildiği gibi inanç sözleşmelerinde de keşif yapılması mutlak bir zorunluluk değildir.

Bu davalarda uygulamada sıkça karşılaşılan bir hata da davacının yemin deliline dayandığı halde yemin hakkı hatırlatılmaksızın davanın sonuçlandırılmasıdır.

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

ankahukuk
ankahukukhttp://www.ankahukuk.com
Ankahukuk Sitesi kurucusu ve yöneticisi

İlginizi Çekebilir

Kat Maliklerinin Yapı Maliki Sıfatıyla Hukuki Sorumluluğu

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesinde ağırlaştırılmış bir...

Kat Mülkiyetinden Doğan Davalar

Bu içeriğimizde kat mülkiyeti uyuşmazlığından kaynaklı Eski Hale Getirme,...

Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalarda Görevli Mahkeme

Simsarlık sözleşmelerinden doğan davalarda, taraflardan en az birinin tüketici...

Borca Katılmada Sorumluluk

Borca katılma, borca katılan ile alacaklı arasında yapılan ve...

Siteden