Cumartesi, Nisan 27, 2024
Ana SayfaEğitimPratik Çalışmalarİdare Hukuku Vize Sınavı İçin Pratik Çalışma- 2 - 2019-AÜHF

İdare Hukuku Vize Sınavı İçin Pratik Çalışma- 2 – 2019-AÜHF

- Advertisement -

2018-2019 Öğretim Yılı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku dersi vize öncesi pratik olay ve çözüm çalışması

ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ İDARİ YARGILAMA HUKUKU DERSİ PRATİK ÇALIŞMA II VE ÇÖZÜMLERİ(A ŞUBESİ)

Oğuzhan GÜZEL(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi)

OLAY I

Deprem sonucu Kocaeli ilindeki kalıcı konutlarda hak sahipliği kabul edilen ve İstanbul’da ikametgahı bulunan (A)’nın hak sahipliği sonradan yapılan ihbar ve şikayetler üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edilmiştir. Söz konusu işlem üzerine (A) iptal davası açmıştır.

1. (A)’nın açmış olduğu iptal davasında görevli ve yetkili mahkemeyi belirtiniz.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

Yetkili mahkeme ise dava konusu uyuşmazlıkla ilgili 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu ve özel kanunlarda bir hüküm bulunup bulunmamasına göre değişir. 2577 sayılı Kanunun 34/1 hükmü uyarınca imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Maddede imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi denilmek suretiyle bu örnekler dışında da taşınmazlara ilişkin bir uyuşmazlık olmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda taşınmaza ilişkin bir hak sahipliği vardır. Taşınmaz da Kocaeli’de bulunduğundan yetkili mahkeme Kocaeli İdare Mahkemesidir.

Danıştay 11. Dairesinin 11.4.2006 tarih ve E.2005/1816, K.2006/1795 sayılı kararı

“Deprem sonucu kalıcı konutlarda hak sahipliği kabul edilen davacının, sonradan yapılan ihbar ve şikayetler üzerine, hak sahipliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca iptal edilmesi üzerine açılan davada yetkili mahkeme, İYUK’nun 34’üncü maddesine göre, taşınmazın bulunduğu yer olan Bolu ilinin bağlı olduğu Sakarya İdare Mahkemesidir.

Ankara 2. İdare Mahkemesinin 34. maddedeki yetki kuralını gözetmeden karar vermesi usul hükümlerine aykırıdır.

Bu nedenle kararın yetki yönünden bozulmasına karar verilmiştir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: Açıklamalı ve Son İçtihatlarla İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ankara 2009, s. 1137).

2. Bir an için (A)’nın işbu davayı Danıştayda açtığını varsayalım. Danıştay ilk incelemeye ilişkin nasıl bir karar vermelidir? Bu aşamada Danıştayın vermesi gereken bu karar üzerine diğer idari yargı mercileri ne karar verebilir? Tartışınız.

İşbu davada görevli ve yetkili mahkeme birinci soru cevabında belirtmiş olduğumuz üzere Kocaeli İdare Mahkemesidir. D bu davayı Danıştayda açarsa görevsiz bir mahkemede dava açmış olur. 2577 sayılı Kanun’un 14/3-a hükmü uyarınca görev ve yetki ilk dikkate alınacak ilk inceleme konusudur. 2577 sayılı Kanunun 15/1-a hükmü uyarınca idare mahkemeleri idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddederek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verecektir. Bu doğrultuda Danıştay davayı görev yönünden reddederek dava dosyasının Kocaeli İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermelidir.

2577 sayılı Kanunun 43. maddesi uyarınca Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir. Ancak somut olayda ortada 43. madde kapsamında bir görev uyuşmazlığı bulunmamasına rağmen Danıştayın vermiş olduğu görevsizlik kararı kesin nitelikte kabûl edilmekte ve Danıştayca görevli bulunan mahkemenin görevsizlik kararı veremeyeceği belirtilmektedir. (Danıştay 10. Dairesinin 05.12.1990 tarihli ve E. 1990/4612, K. 1990/2901 sayılı kararı için bkz. ÇAĞLAYAN, Ramazan: İdari Yargılama Hukuku, Ankara 2016, s. 262).

T.C. DANIŞTAY 7. DAİRE E.

1997/2530 K. 1997/2926 T. 15.9.1997

• GÖREVSİZLİK KARARININ KESİN OLMASI ( İlk Derece Mahkemesi Olarak Danıştayda Açılan Davada Verilen )

• İLK DERECE MAHKEMESİ OLARAK DANIŞTAYDA AÇILAN DAVA ( Verilen Görevsizlik Kararının Kesin Olması)

•DANIŞTAYDA İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA AÇILAN DAVA ( Verilen Görevsizlik Kararının Kesin Olması) 2575/m.24

ÖZET : İlk derece mahkemesi olarak danıştayda açılan davada dairenin verdiği görevsizlik kararı kesin olup gönderilen mahkeme davaya bakmak zorundadır.

… Otel … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından fazladan tahsil edildiği ileri sürülen damga vergisinin ret ve iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Maliye Bakanlığına karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da açılan davada; bu tür uyuşmalıkların çözümünün vergi mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddederek, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Vergi Mahkemesine gönderilmesi yolundaki dairemizin 27.10.1994 gün ve E: 1992/7886; K: 1994/5191 sayılı kararı üzerine dosyayı inceleyen İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 12.06.1995 gün ve E: 1995/38; K: 1995/1473 sayılı kararı ile davanın ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülmesi gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddi ile dosyanın Danıştay Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği, bu karar gereği dosyanın dairemize geldiği ve dairemizin 30.11.1995 gün ve E: 1995/5645; K: 1995/4892 sayılı kararıyla, Danıştay tarafından görevli mahkemenin kesin olarak belirlendiği, bu kararların kesin olması sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkemenin kendisini görevsiz görmesi veya eski kararında ısrar etmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle dosyanın uyuşmazlığı çözümlemekle görevli İstanbul 1. Vergi Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine anılan mahkemece 15.04.1996 gün ve E: 1996/504; K: 1996/821 sayılı kararla davanın ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülmesi gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddine ilişkin ilk kararında ısrar edildiği, bu karar uyarınca Danıştay Başkanlığına gönderilen dosyanın 12.01.1996 gün ve 3 sayılı Danıştay Başkanlar Kurulu Kararıyla damga vergisi ihtilaflarını çözümlemekle görevlendirilen Danıştay Dokuzuncu Dairesince Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna gönderildiği, anılan genel kurulun ise 06.12.1996 gün ve E: 1996/327; K: 1996/418 sayılı kararıyla, mahkeme kararının bir ısrar kararı değil, temyize ve itiraza konu edilmesi söz konusu olmayan bir görev ret kararı olduğu, ayrıca taraflardan birinin temyiz istemi de bulunmaksızın gönderilen dosya üzerinde kurullarınca herhangi bir inceleme yapılmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle uyuşmazlığın konusu gözönüne alınarak dosyanın Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği, Danıştay Dokuzuncu Dairesince ise 20.06.1997 gün ve 13 sayılı Danıştay Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca dosyanın dairemize intikal ettirildiği anlaşılmakla, dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:


Dairemizce verilen 30.11.1995 gün ve E: 1995/5645; K:1995/4892 sayılı kararda da belirtildiği üzere, Danıştay tarafından görevli mahkemenin belirlendiği durumlarda, bu kararlar kesin olup, dosyanın gönderildiği mahkemenin kendisini görevsiz görmesi veya eski kararında ısrar etmesi olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, vergi daireleri genel kurulunun yukarıda bahsi geçen kararında da İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 15.04.1996 gün ve E: 1996/504; K: 1996/821 sayılı kararının bir ısrar kararı niteliğinde olmadığı belirtilmiştir.


Açıklanan nedenlerle, işin esası incelenerek bir karar verilmek üzere dosyanın uyuşmazlığı çözümlemekle görevli İstanbul 1. Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 15.09.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.

OLAY II

Aşağıdaki davalarda görevli ve yetkili mahkemeyi gerekçeli olarak belirtiniz.

1. Hakkında Belediye tarafından düzenlenen bir ihalede yolsuzluk yaptığı iddiasıyla ceza soruşturması açılan Erzurum ili … ilçesi belediye başkanı (B)’nin İçişleri Bakanı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırılması işlemine karşı açılacak iptal davası

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanunun33/3 hükmü uyarınca mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir. Bu nedenle yetkili mahkeme Erzurum İdare Mahkemesidir.

Danıştay 8. Dairesinin 27.2.1997 tarih ve E.1997/283, K.1997/721 sayılı kararı

“2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. Maddesinde ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülecek davaların neler olduğu tek tek sayılmış; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 3410 sayılı Yasa ile değişik 5. Maddesinde İdare Mahkemelerinin, Vergi Mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki dava ve işlerin yanı sıra özel kanunlarda Danıştayın görevi olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile İdare Mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümleyeceği ve 2577 sayılı Yasanın 33. Maddesinin 3. Fıkrasında mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkemenin ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesi olduğu kuralları yer almaktadır.

Bu durumda, davacının geçici bir görev olarak belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırılması yolundaki dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü görevli bulunduğu yer idare mahkemesi olan Konya İdare Mahkemesi görevli ve yetkili bulunmaktadır.” (GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref- TAN, Turgut: İdare Hukuku Cilt II İdari Yargılama Hukuku, Güncelleştirilmiş 8. Bası, Ankara 2016, s. 749, dipnot 53).

2. Antalya ilindeki bir ilçeden, Malatya İlindeki bir ilçeye atanan öğretmene yolluk verilmeyeceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı işlemine karşı açılacak iptal davası

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanun’un 33/3 hükmü uyarınca kamu görevlilerinin ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal haklarıyla ilgili davalara yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir. Somut olayda kamu görevlisinin parasal bir hakkı dava konusu edildiği için yetkili mahkeme davacı öğretmenin halen görevli bulunduğu yer idare mahkemesi olacaktır. Bu nedenle de Malatya İdare Mahkemesi yetkilidir.

Erzurum 2. İdare Mahkemesinin 25.1.2005 tarih ve E.2004/1136, K.2005/15 sayılı kararı

“Ağrı ilindeki bir ilçeden, Ordu ilindeki bir ilçeye atanan öğretmenin, kendisine yolluk verilmeyeceğine ilişkin işlemin iptali istemiyle açmış olduğu davada yetkili mahkeme Ordu İdare Mahkemesidir. Bu nedenle davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1137).

3. Konya Emniyet Müdürlüğünde görev yapan, ancak daha önce görev yaptığı Isparta ilinde işlediği bir disiplin suçu nedeniyle, Isparta Valiliğince verilen uyarma cezasına karşı açılacak iptal davası

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanun’un 33/3 hükmü uyarınca kamu görevlilerinin, görevle ilişkilerinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir. Somut olayda kamu görevlisi Konya’da görev yapmaktadır. Bu nedenle yetkili mahkeme Konya İdare Mahkemesidir.

Kayseri İdare Mahkemesinin 27/2/2004 tarih ve E. 2003/948, K. 2004/193 sayılı kararı

“Kars Emniyet Müdürlüğünde görev yapan, ancak daha önce görev yaptığı Nevşehir ilinde işlediği bir disiplin suçu nedeniyle, Nevşehir Valiliğince 4 ay kısa süreli durdurma konulu disiplin cezası ile tecziye edilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada yetkili mahkeme, İYUK md. 33/3 uyarınca, Kars ilini yargı çevresine alan Erzurum İdare Mahkemesidir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1137).

4. Çankaya Tapu Sicil Müdürlüğünde müdür olarak görev yapan (M)’nin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün işlemi ile Şanlıurfa Viranşehir Tapu Sicil Müdürlüğüne müdür olarak atanması işlemine karşı açacağı iptal davası

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanun’un 33/3 hükmü uyarınca kamu görevlilerinin atanması ve nakilleriyle ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir. Bu davalarda davacı kamu görevlisi bakımından, seçimlik bir yetki kuralı öngörülmüştür. (M)’nin eski görev yerinin Ankara ve yeni görev yeri Şanlıurfa’dır. Bu doğrultuda Ankara İdare Mahkemesi ya da Şanlıurfa İdare Mahkemesi yetkilidir.

5. Orman Ürünleri Sanayi ve Anonim Şirketinin Isparta’da bulunan Pazarköy İşletmesinin satışına ilişkin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı işlemine karşı açılacak iptal davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanunun 34/1 hükmü uyarınca imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Maddede imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi denilmek suretiyle bu örnekler dışında da taşınmazlara ilişkin bir uyuşmazlık olmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda taşınmaza ilişkin satış söz konusudur. Taşınmaz da Isparta’da bulunduğundan yetkili mahkeme Isparta İdare Mahkemesidir.

Danıştay 10. Dairesinin 31.10.1996 tarih ve E. 1996/9144, K. 1996/6545 sayılı kararı

“Orman Ürünleri Sanayi A.Ş.’nin Isparta Pazarköy İşletmesinin satışına ilişkin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm yeri, İYUK md. 34/1’e göre [Isparta] İdare Mahkemesidir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1143).

ÖNEMLİ NOT Uyuşmazlığa konu Danıştay kararından sonra 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 27. maddesine 3/7/2005 tarihli ve 5398 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesiyle eklenen hüküm uyarınca: ‘Özelleştirme uygulamalarına ilişkin idari davalar, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür.’ Bu nedenle söz konusu davada 2005 yılından sonra ilgili mevzuat uyarınca Danıştay görevlidir.

6. Ankara ili Çankaya ilçesinde işletilmekte olan akaryakıt istasyonunun yıkama ve yağlama servisinin kapatılmasına ilişkin Ankara Trafik Komisyonu kararına karşı açılacak iptal davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanunun 34/1 hükmü uyarınca imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Somut olayda uyuşmazlık ruhsat işinden kaynaklandığından taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. Dolayısıyla yetkili mahkeme Ankara İdare Mahkemesidir.

Danıştay 10. Dairesinin 22.5.1985 tarih ve E.1985/961, K.1985/1067 sayılı kararı

“Davacının işletmekte olduğu akaryakıt istasyonunun, Belediye Sınırları İçerisindeki Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Bazı Tesislerde Aranacak Vasıf ve Şartlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilmesi için altı ay süre tanınmasına ve yıkama yağlama servisinin kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığınca onaylı … İl Trafik Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yeri, uyuşmazlığın ruhsat işinden kaynaklanması nedeniyle, taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesidir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1143).

7. İstanbul’da işletilmekte olan taksi durağının kapatılmasına ilişkin İstanbul İl Trafik Komisyonu kararına karşı açılacak iptal davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanunun 34/1 hükmü uyarınca imar, kamulaştırma, yıkım, işgal tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Somut olayda uyuşmazlık ruhsat işinden kaynaklandığından taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. Dolayısıyla yetkili mahkeme İstanbul İdare Mahkemesidir.

Danıştay 10. Dairesinin 27.5.1985 tarih ve E.1985/891, K.1985/1098 sayılı kararı

“İşletilmekte olan taksi durağının kapatılmasına ve daha önce taksi durağının açılmasına müsaade eden komisyon kararının iptaline ilişkin İçişleri Bakanlığınca onaylı … İl Trafik Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yeri, taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1143).

8. Kaçak olduğu iddiasıyla Trabzon gümrüğünde el konulan ve tutulan eşyaların iadesi talebini reddeden Hazine ve Maliye Bakanlığı işlemine karşı açılacak iptal davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca taşınır mallarla ilgili davalarda yetkili mahkeme taşınır malın bulunduğu yer idare mahkemesidir. Somut olayda uyuşmazlık Trabzon gümrüğünde bulunan taşınır malların iade talebinin reddine ilişkin olduğundan bu malların bulunduğu yer idare mahkemesi yetkilidir. Dolayısıyla yetkili mahkeme Trabzon İdare Mahkemesidir.

Danıştay 10. Dairesinin 19.9.1994 tarih ve E.1993/4404, K.1994/4395 sayılı kararı

“Dava kaçak zannıyla ek konulup gümrüğe teslim edilen eşyaların ceza mahkemesi kararıyla davacılara iade edilmesine karar verilmesi üzerine davacıların yaptığı başvurunun davalı idarece reddedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Trabzon İdare Mahkemesi; dava konusu işlemin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tesis edilmiş olduğu, 2577 sayılı Yasanın 32. maddesinde yer alan genel yetki kuralı uyarınca iptali istenilen işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesinin uyuşmazlığı çözmekte yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar vermiştir.

Davacı anılan kararın temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 35. maddesinde; taşınır mallara ilişkin davalarda yetkili mahkemenin taşınır malın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelemesinden; dava konusu uyuşmazlığın Trabzon gümrüğümde bulunan taşınır malların iade edilmesi isteminin reddinde kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; açılan davada yetkili olmasına rağmen Trabzon İdare Mahkemesince davanın yetki yönünden reddinde hukuki isabet görülmemiştir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1148).

9. Devlet memurluğu sınavını kazanmasına rağmen ataması yapılmayan ve bu işleme karşı Ankara İdare Mahkemesinde açtığı iptal davasını kazanması üzerine Mersin’e ataması yapılan (M)’nin atamasının geç yapılması sebebiyle yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini istemiyle açacağı tam yargı davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanun’un 36/a hükmü uyarınca idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözmeye yetkili idare mahkemesidir. Somut olayda zararı doğuran atamanın yapılmaması sebebiyle doğan uyuşmazlığı Ankara İdare Mahkemesi çözmeye yetkilidir. Dolayısıyla yetkili mahkeme Ankara İdare Mahkemesidir.

Danıştay 10. Dairesinin 17.1.2005 tarih ve E.2004/13770, K.2005/64 sayılı kararı

“Devlet memurluğu sınavına atanan, ancak ataması yapılmayan ve bu işleme karşı Ankara İdare Mahkemesinde dava açan ve bu mahkemenin iptal kararı üzerine Balıkesir iline ataması yapılan davacının, atamanın geç yapılması nedeniyle uğramış olduğu parasal haklarının tazmini istemiyle açmış olduğu davada yetkili mahkeme, İYUK md. 36/a’ya göre, Ankara İdare Mahkemesidir.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1150).

10. Hatay’da askerlik hizmetini şoför olarak yaparken meydana gelen bir askeri kaza sonucunda sakat kalan asker (A)’nın Milli Savunma Bakanlığına karşı açacağı tam yargı davası.

2576 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları görmekle görevli mahkemedir. [Vergi mahkemelerinin görev alanı için bkz. 2576 s. Kanun md. 6, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalar için bkz. 2575 s. Kanun md. 24/1 ]. Bir idarî dava diğer idarî yargı mercilerinden birinin görev alanına girmiyorsa o davaya genel görevli olarak idare mahkemeleri bakar. Dolayısıyla görevli mahkeme idare mahkemesidir.

2577 sayılı Kanun’un 36/b hükmü uyarınca idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında zarar idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise yetkili mahkeme eylemin yapıldığı yer idare mahkemesidir. Somut olayda (A)’nın tazminini istediği zarar bir askeri kaza olayından doğmuştur. Zararı doğuran bu olay idari eylem niteliğinde olduğundan yetkili mahkeme eylemin yapıldığı yer idare mahkemesidir. Dolayısıyla yetkili mahkeme Ankara İdare Mahkemesidir. Doktrinde mesleki risk ve sosyal risk söz konusu ise 2577 sayılı Kanun’un 36/c hükmünün uygulanabileceği iddia edilmektedir. (YENİCE, Kâzım-Yüksel ESİN: Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdarî Yargılama Usulü, Ankara 1983, s. 677-678)

Ankara 4. İdare Mahkemesinin 22.4.2009 tarih ve E.2009/472, K.2009/646 sayılı kararı

“2577 sayılı Kanun’un 36. Maddesinde; ‘İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla; a- Zararı doğuran uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili, b- Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer, c- Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer idare mahkemesidir.’ Kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın incelemesinden, ….’un Gölcük Denizaltı Filosu komutanlığı emrinde hizmetini yaparken 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybettiği, uğranıldığı ileri sürülen 30.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi zararın bayındırlık hizmeti sonucu meydana geldiği anlaşılmakta olup, yukarıda hükmüne yer verilen Kanun maddesi gereğince yetkili mahkeme, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer olan Gölcük İlçesinin idari yargı yönünden bağlı bulunduğu Kocaeli İdare Mahkemesidir.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Kocaeli İdare Mahkemesine gönderilmesine … karar verildi.” (KARAVELİOĞLU, Celal: age., s. 1153-1154).

SORU III

“… Kanun metninde bir idarî işleme karşı yargısal kanun yollarına başvurulamayacağına dair bir hüküm bulunsa bile iptal dâvasının gene kabulü gerekir. Çünkü hiçbir kanun hükmü olmasa bile hukukun genel esaslarından olan kanuna saygı, kanunîlik prensibi uyarınca idarî işlemlere karşı iptal davası açılabilecektir…” (Fransız Danıştayının 17 Şubat 1950 tarihli kararı)

Bu içtihadı 1982 Anayasasında idareye ve anayasa yargısına ilişkin yer alan ilkeler çerçevesinde değerlendiriniz.

Yukarıdaki kararda Fransız Danıştayı kanunla yargı denetimi dışında tutulmasına rağmen dava konusu idari işlemin denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.

Anayasanın 2. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devleti faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, yönetilenlere hukukî güvenceler sağlayan devlettir. Kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi, kanunî idare ilkesi ve idarenin yargısal denetimi hukuk devletinin gereklerindendir.

Anayasa’nın 125. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Bu sebeple bir idarî işlemin kanunla yargı denetimi dışında tutulması bu hükümle bağdaşmamaktadır. Anayasa’nın 8. maddesi uyarınca yürütme yetkisi ve görevi kanunlara uygun olarak yerine getirilir.

Tüm bu hükümler uyarınca bir idarî işlemin hem kanunu uygun olması kuralı getirilip hem de kanunla yargı denetimi dışında tutulması hukuk devleti ilkesi ile çelişmektedir. Çünkü iptal davası idarenin kamu gücü kullanımını denetlemesi sebebiyle davası kamu yararını gerçekleştiren, hukuk devletini koruyan objektif bir davadır. İptal davasındaki amaç hukuka aykırı idari işlemleri ortadan kaldırmak suretiyle hukuk düzenini korumaktır. Bu nedenlerle iptal davası hukuk devletinde bir hak olarak kabul edilmekte, kanunda açıkça yer almasa da bir idari işleme karşı iptal davası açılabilmektedir. (AKYILMAZ, BahtiyarSEZGİNER,Murat-KAYA,Cemil: Türk İdari Yargılama Hukuku, 1. Baskı, Ankara Ekim 2018, Savaş Yayınevi, s.90-91) Dolayısıyla söz konusu karar isabetlidir.

Ancak 1982 Anayasasının 148. maddesi uyarınca kanunların anayasaya uygunluğunu denetleme Anayasa Mahkemesinin görev alanına girmekte, diğer mahkemelerin de kanunları ihmal etme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle yargı sistemimizde idari yargı mercilerinin bu şekilde karar verme yetkileri bulunmamaktadır.

Ankahukuk Sitesi kurucusu ve yöneticisi

İçeriğimize yorumda bulunmak ister misiniz?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir

Siteden...

İlgili İçerikler